27 Temmuz 2017 Perşembe

Hoşgeldin Aykut Kocaman!

Fenerbahçe sezonun ilk resmi maçını Strum Graz karşısında 2-1’lik galibiyetle tamamladı ve yarım bıraktığı işleri tamamlamak üzere dönen Aykut Kocaman’a güzel bir hediye verdi. Geçen sezonun son maçına 3 Haziran 2017 tarihinde Adanaspor karşısında çıkan Fenerbahçe, bu maçtan 54 gün sonra Strum Graz karşısındaydı. 54 günde ilk 11de 7, ilk 18de ise 10 yeni futbolcu yer alıyordu. Takıma halen 2 takviyenin yapılmasının gündemde olduğu düşünülünce ciddi bir kabuk değişikliği olduğunu kabullenmek gerek.

Sezona zorlu rakiplerle hazırlık maçları oynarak hazırlanan Fenerbahçe bu 5 maçta hiç galibiyet alamadığı gibi sadece 4 gol atarak bu sezon gol yollarının taşlı olacağının sinyalini vermişti. Maç öncesinde kampın iyilerinden Robin van Persie sakatlık, Simon Kjaer de transfer ihtimali nedeniyle kadroya alınmamıştı. Yine de sahaya çıkan Fenerbahçe 11’i Strum Graz’a oranla daha kaliteli bir ekipti. Bu turda Strum Graz’ın rakip olarak gelmesi Fenerbahçe için bir avantajdı aslında. Adı sanı bilinmeyen Östersund, Valerenga gibi rakipler gelince önemsemediğimiz için eleniyoruz. Strum Graz seviye olarak aşağıda olsa da geçmişten bu yana gelen bir bilinirliği olduğu için rakip küçümsenmemişti.

Sahaya çıkan 11 olabilecek en doğru oyunculardı. Sezon sonu ideal 11 yazdığımız zaman bugün sahaya çıkanlardan en fazla 5-6 kişiyi yazacağız muhtemelen. En büyük sürpriz ise ileri uçta oynayan Ahmethan Köse’ydi. Avrupa’daki muadilleri 50-100 maç barajlarını zorlarken Ahmethan 20 yaşında ilk kez profesyonel olarak sahaya çıkıyordu. Kalanlar zaten geçen seneden bildiğimiz oyuncular ve yeni kanat ikilimiz Valbuena ve Dirar’dı. Tabii önemli değişikliklerden birisi kulübedeydi. Aykut Kocaman tam 1.531 gün sonra yeniden sarı-lacivert sevdasının başındaydı.

Fenerbahçe oyuna hakim olarak başlasa da golü rakip takım buldu. Geçen sezon başında bir çok maçta yazdığım üzere kalemize gelen ilk top kalecinin eline değmeden ağlarımızla buluştu. Golde Şener yerini çok kolay kaybetti ve Valbuena adamını takip etmeyince rakip takım golü bulmakta zorlanmadı. Golden sonra Strum Graz topu yine Fenerbahçe’ye bırakıp 11 kişi topun arkasına geçmeye çalıştı. Fenerbahçe ise 15-20 dk boyunca golün şaşkınlığını üzerinden atamadı ve muhtemelen taraftarın büyük kısmının şampiyonluk ümitleri henüz ilk maçın yarım saatinde sekteye uğradı. Orta dörtlünün iyi top çeviriyor olmasına rağmen ileri ikilide oynayan Alper ve Ahmethan ikilisinin verimsizliği nedeniyle gol atmakta zorlanacağımızı öngörmek zor değildi, ancak duran toptan bir gol buluruz belki düşüncesindeydim. Derken Alper, Dirar ile iyi bir ver-kaç sonrası ceza alanında son çizgiye indi. İçeriye çevirdiği topu gole çevirecek santrafor Ahmethan doğru pozisyonda değildi ama 17 yaşındaki stoper Maresic tecrübesizliğinin kurbanı oldu ve kendi ağlarını havalandırdı. Tur için avantajı cebimizde koyduk, Aykut Kocaman’ın takımı buradan sonra maçı bırakmaz derken Neustadter geldiği günden bu yana ilk kez düzgün bir kafa vuruşu yaptı ve skoru 2-1’e getirdi.

Bu skorla ipler tamamen Fenerbahçe’nin eline geçti. Golleri peşpeşe kalesinde gören Strum Graz tepki bile veremeden maçı kafada kaybetti. İkinci yarıda 60-75 arası uzaktan şutlarla etkili olmaya çalıştılarsa da Fenerbahçe oyunu elde tutmayı bildi ve sahadan galibiyetle ayrıldı. Bu sonuçla önümüzdeki hafta Kadıköy’de oynanacak rövanş maçı oldukça kolaylaştı, evimizde Strum Graz’a 2-0 kaybedeceksek hiç oynamayalım zaten. Gelelim bireysel performanslara..

Volkan Demirel : (6/10) Kalesinde gördüğü golde yapacak bir şeyi yoktu belki ama maç boyu ayağına gelen her topu rastgele uzaklaştırması, maç boyunca oyuna sokamadığı onlarca top ve taca attığı degajlarla artık yerini Kameni’ye bırakması gerek. Modern futbolda kalecinin pas istasyonu olarak kullanılması Aykut Kocaman’ın oyun stili ile de doğrudan bağlantılı ancak Volkan hazırlık maçlarındaki kötü performansına rağmen geçmiş kredisi sayesinde sezona kalede başladı. İlerleyen haftalarda Kameni’nin kaleyi devralacağını düşünüyorum.

Şener Özbayraklı : (5/10) Goldeki hatası çok pahalıya mal olabilirdi, rakibinin bu kadar kolay sıyrılmasına izin vermemli. Daha doğrusu top gelmeden iyi pozisyon almalı. Hücuma çıkışları fena değilse de yaptığı ortalar göz kanatıcı cinsten. İdeal düzende yerini Isla’ya bırakacak muhtemelen.

Roman Neustadter : (8/10) Geldiğinden bu yana en iyi performansını sergiledi, Kjaer’in yokluğunda ben bu sezon varım mesajı verdi belki ancak güçlü bir forvet hattı karşısında halen yetersiz olduğunu düşünüyorum. Geçen sezon ilk 11 oynadığı maçların çoğunda skora etki eden hatalar yaptı, bu sezon dilerim bunları tekrarlamaz.

Martin Skrtel : (7/10) Partneri Kjaer’in yokluğuna rağmen sakin ve rahat bir maç çıkardı. Rakibin hücum hattının etkisiz olması nedeniyle pas ve pozisyon hatası yapmadan maçı tamamladı. Kadroda yeri garanti olan isimlerden.

Hasan Ali Kaldırım : (6/10) Hasan Al bu sezon muhtemelen 40 maç oynayacak ve bu maçların ortalama skoru 5.5 – 6 olacak, ne aşağı ne yukarı. Hasan Ali’nin sahadaki performansı da böyle, ne akıyor ne kokuyor. Savunmada eh işte, hücumda maalesef. Önünde oynayan Valbuena’nın da verimini düşürüyor hücum performansıyla. Elimiz FFP nedeniyle bağlı olmasa buraya bir transfer iyi olurdu ancak iki tane sol bek varken üçüncüsü fazla lüks olacak.

Nabil Dirar : (7/10) Yeni transfer Dirar takıma hızlı adapte olmuş gibi görünüyor. Geçen sezon sağ açıkta oynayan Lens’ten farklı bir oyun stili var, Lens patlama gücü ve kuvvetiyle topu ileri taşırken Dirar daha fazla pas oyununda yer alacak. İlk maç izleniminde bilekleri yumuşak göründü. Skora çok katkısı olmayacaksa da asist öncesi pasları izletebilir bize bu sezon.

Josef de Souza : (8/10) Sezona en hazır isimlerden biri olarak görünmüştü hazırlık maçlarında. Bu maçta konsantrasyon eksikliği mi, yoksa hazırlık kampı yorgunluğu mudur bilmiyorum ama yüksek verimle oynayamadı. Yine de savunmanın önünü kapatma görevini başarıyla yerine getirdi.

Ozan Tufan : (9/10) Sahanın en iyilerindendi. Maç boyu bolca mücadele etti, top kazandı ve olumlu kullandı. Böyle giderse formayı taşımaya devam eder, Aykut Kocaman’ın sisteminde yeri olduğunu düşünüyorum.

Mathieu Valbuena : (8/10) 2013 yılından kalma göz ağrımız Valbuena takıma bir ay önce katıldı ancak 40 yıllık Fenerbahçeli gibi oynuyor. Top ayağına gelince özgüvenini hissettiriyor, daha da önemlisi top ayağına gelmeden ne yapacağına karar vermiş oluyor ve bu sayede oyunu hızlandırıyor. Bu sezon takımın skor yükünde önemli katkıları olacak, ilk maçında kornerden asist yaptığını da not olarak düşelim.

Alper Potuk : (9/10) Sahanın en çalışkan ismiydi, o çalışkanlığıyla takıma bir gol kazandırdı ve turun kapısını aralayan isim oldu. Bu performansı halen Fenerbahçe’de ilk 11 oynamaya yeterli değil bence ama yeri dolana kadar bu performansla oynamaya devam edecek sanıyorum.

Ahmethan Köse : (6/10) 20 yaşında ilk kez profesyonel olan Ahmethan’dan beklentiler büyüktü ilk maçı öncesinde. Performansı beklentilerin gerisinde kaldı, çok muazzam bir potansiyeli olduğunu da düşünmüyorum. Bu açığını çok çalışarak,  maç boyu koşarak kapatmasını beklerdim ancak ortalama koşu mesafesini ancak yakaladığını tahmin ediyorum. RvP, transfer, Fernandao derken bu sezonu kuvvetli ihtimalle A2 takımında geçirecek.

Mehmet Topal : (6/10) Sakatlığı nedeniyle oyuna sonradan dahil oldu ancak bu süre zarfı içinde de bolca pas hatası yapmayı başardı. Kesiciliği yine iyi, topu oyuna sokması yine zayıf. Stoper olarak denenir mi acaba?

Mauricio Isla : (7/10) Takıma katılalı bir hafta olmadı bile, oyunda da kısa bir süre kaldı ancak son 10 dakikadaki iki tehlikeli akında onun adı vardı. Sezon sonu altın karmada sağ bekte onun adı yazıyor olacak, var mısınız bahse?

Aatıf Chahechouhe : Zaman geçsin diye oyuna girdi, bu sezon bir çok kez olacağı gibi. Verimli bir performanstan çok uzak maalesef.

Aykut Kocaman : (8/10) İlk maçında galibiyet olumlu öncelikle,  özellikle ilk paragrafta saydıklarım göz önüne alınınca. 65-70 arasında rakip tehlikeli geliyor, oyunu soğutmak, oyuncu değiştirmek lazım dedim kendi kendime ve kenarda oyuna girmeyi bekleyen Mehmet Topal ve Mauricio Isla’yı gördüm. İlk döneminde oyunu okumak konusunda zaafları olan Aykut Kocaman umarım kendini iyi yönde geliştirmiştir. Takımın transfere ve zamana ihtiyacı var, bu çok açık. Sezonu muhtemelen 6. haftada Beşiktaş maçıyla açacağız.


Özetle; zor bir maçı güzel bir galibiyetle tamamladık. Eksiklerimiz var, bunlardan bazılarının ilacı zaman, bazılarınınsa transfer. Takımı eleştirmek için henüz erken ancak nasıl başlarsan öyle gidermiş, bizim de yolumuz galibiyetlerle dolu şampiyonluk yolu olsun. Sevgiler!