25 Ağustos 2019 Pazar

Gol Olmayacak Maçta Olmayacak Goller

Sezonun en zor 5 haftalık dilimi içindeyiz Fenerbahçe adına. Öyle ki bu 5 haftada alınacak 15 puan henüz 6. haftada şampiyon kelimesinin telaffuz edilmesine, 6 puan ise çöpe giden bir sezon daha muhabbetlerine sahne olacak. Bu zorlu dönemin ilk halkası da Başakşehir maçıydı. Geçen haftaki flaş skora rağmen gol anlamında kısır bir mücadele olacağını düşünüyordum. Başakşehir 1-0 yapar ve üstüne yatar, ya da Fenerbahçe duran toptan, karambolden bir gol bulur diyordum.

İki takım adına da kritik eksikler vardı. Moses, Isla ve Hasan Ali gibi oyunculardan yoksundu Fenerbahçe, sağ bekte 8 numara, sol bekte sağ açık, stoperde ön libero oynuyordu. Neyse ki kalede kaleci vardı! İlk 10 dakika oyuna ısınıyoruz derken Fenerbahçe kontrolü eline aldı. İlk 2 bölgede oyunun hakimiyken 3. bölge geçişlerinde sıkıntı yaşıyordu.

Derken gol olmayacak maçta olmayacak bir gol geldi. Kalecinin asisti, Jailson'un ikramı ve Crivelli'nin muhteşem bitiriciliği birleşince sezonun en güzel gollerinden birisi henüz ikinci haftada atıldı. Belki de o anda transfer komitesi telefonu kaldırıp listenin ilk sırasındaki stoper için teklifini arttırdı ve transferi bitirdi bile. Başakşehir oyun yapısı gereği 1-0'ı ligde en iyi oynayan takım bence. Golden sonraki 45 dakika boyunca da tempoyu düşürerek oyunu soğutmayı başardılar. Ardından gol olmayacak maçta ikinci kere olmayacak bir gol geldi. 1.5 senedir sahaya çıkmayan Tolga Ciğerci'nin muazzam asisti Vedat Muriqi'nin muazzam tek vuruşu ile birleşti ve skora denge geldi. Kalan dakikalarda rüzgar Fenerbahçe'nin arkasında gibi görünse de Başakşehir daha tehlikeli pozisyonlara imza attı. Ancak son sözü 90+3'te sol bek Nabil Dirar söyledi ve Fenerbahçe'ye 3 puan, bana da bir yemek kazandırdı :) Sol bek Nabil Dirar'ın gol krallığında haftayı bir çok takımın önünde tamamlayacak olması da kaderin cilvesi sanırım.

Altay Bayındır : (8/10) Yediği golde açıyı çok iyi kapattı ancak muazzam gol vuruşuna engel olması işin ancak kaymağı olurdu. 1-0'ken kurtardığı top maçın kaderini değiştirdi. Ayağına hakim olması da önemli bir özelliği.

Ozan Tufan : (6/10) Geçen haftanın başarılı ön liberosu bu hafta sağ bekteydi. Devşirme oyuncunun oyuna katkısı da devşirme oluyor. Başakşehir'in kanatları iyi kilitlemesi sonucu hücumda etkili olamadı, savunma da ise rakip sıkça arkasına top indirmeye çalıştıysa da alanını iyi korudu.

Mattias Zanka : (7/10) Pas trafiğinde hata yapmadan istasyon görevi gördü. Rakibin hızlı oyuncular pek etkili olamayınca zor anlar yaşamadı. Rakip sahadan gelen uzun toplarda fiziğine oranla hava topları zayıf kalıyor.

Jailson : (4/10) Günün en zayıf halkası. Stoperin yerinin kaleyle rakip oyuncu arası olması gerektiğini bir saniyeliğine unutunca takımı zor durumda bıraktı. Neyse ki şans yüzüne güldü ve takım geri dönmeyi başardı. Stoper kariyeri birkaç gün içinde son bulacak muhtemelen.

Nabil Dirar : (9/10) Karşısında ligin en etkili kanat oyuncusu oynayınca geçen haftaki hücumcu sol bek performansını gösteremedi. Temel görevi Visca'yı durdurmaktı ve genel itibariyle başarılı olduğunu söylemek mümkün. Son dakikada attığı depar ve yaptığı kafa vuruşu ise kendisine haftanın oyuncusu ünvanını kazandırdı. Sol beke ihtiyacımız yok mu acaba? :)

Deniz Türüç : (6/10) İlk kez 11de sahne aldığı maçta genellikle saklanmayı tercih etti. Başakşehir'in takım savunması ile kanatları iyi kapatması sonucu 2 pozisyon haricinde etkili olamadı. Adaptasyon süreci halen devam ediyor, Vedat'a ilk yarı yaptığı orta gibi bir çok asistini izleyeceğiz bu sene.

Tolga Ciğerci : (8/10) Dile kolay, 1.5 sene sonra sahaya çıkıyor, 90 dakika oynayıp galibiyette pay sahibi oluyor. Ön liberoda ben de varım dedi adeta ve Ozan Tufan'a işinin kolay olmayacağını gösterdi. 

Emre Belözoğlu : (7/10) Yüksek tempo ve zorlu rakip karşısında 70te oyundan çıkar diyordum ancak 90 dakikayı tamamladı kaptan. Top dağıtımı yine muazzam, hep olması gerektiği yerde. Frikikleri baraja takmasaydı iyiydi.

Garry Rodrigues : (5/10) Günün zayıf halkalarından biri de o. Ligin en süratli oyuncularından biri olduğu kesin, ancak en isabetsiz orta yapanlarından biri olunca sürati fayda etmiyor. Performansı yukarı yönlü harekete girmezse yakın zamanda maçları yedek kulübesinden takip etmeye başlayacak.

Max Kruse : (6/10) Takımın en zeki oyuncusu, muhteşem bir tek top kabiliyeti var. Ancak takım arkadaşları ile aynı seviyeye gelmesi zaman alacak. Topu ayağına her alışı kalite kokuyor, kondisyon yükleme döneminin sancılarını hala çekiyor ancak 6. hafta itibariyle skora her maç katkı yapan bir Kruse izleyeceğimizi düşünüyorum.

Vedat Muriqi : (8/10) Aslan(!) parçası ikide iki yaptı ve gol krallığına göz kırpıyor şimdiden. Attığı golde yapılabilecek en iyi vuruşu yaptı. Gol dışında sırtı dönük topu kontrol ettiği zaman olabilecek en hızlı ve basit (mümkünse geri değil, ileri veya yana doğru) şekilde topu ayağından çıkarması lazım. Kafamızdaki soru işaretlerini siliyor her geçen maç, varlığına bu kadar bağlanınca yokluğu çok zor gelebilir.

Ferdi Kadıoğlu : (8/10) İki maçtır oyuna sonradan girip katkı koyuyor, bu maçtaki asisti 2 puanı getirdi. Hücum hattının her bölgesinde oynayabilecek yetenekte. Emre'nin Ozan'ı yetiştirmesi gibi o da Kruse ile bolca zaman geçirip ondan alabileceği her şeyi almalı.

Miha Zajc : (7/10) Satılması gündemde ancak bugün oyuna girip gole katkı yapan isimlerden biri oldu. 4-2-3-1 düzeninde yeri yok ancak girişiyle 4-3-3 oynamaya başladık ve daha fazla tehlike yarattık. Oluşan boşluklardan birinde de golü bulduk. Satılırsa üzülmem, kalırsa çok da sevinmem. Öyle işte..

Alper Potuk : (? / 10) Topa dokunmadı ama pres yaptı. Yapmış yani, öyle diyorlar.

Ersun Yanal : (8/10) Ersun Hoca'nın son dakika efsanesi bugün de yardım etti. Eksiklere rağmen çıkardığı kadro doğruydu. Genç bekleri ligin en etkili kanat oyuncuları karşısında harcamaması iyi bir tercihti. Oyuna genel olarak hakimdi ancak bireysel hatadan golü yiyen takımı yine bireysel beceri golleriyle geri dönmesini bildi. Kafasındaki kadroyu oturtuyor, çatır çatır top oynayan bir Fenerbahçe geliyor.

Özetle; 0-0 bitse kimsenin şaşırmayacağı maçta 3 tehlikeli gol pozisyonu olmadan 3 gol oldu. Crivelli gol böyle atılır derken Muriqi ben de buradayım dedi ve son sözü Dirar söyledi. Fenerbahçe son 10 senedir 1 galibiyet alabildiği sahada, zorlu dönemeçten 3 puanla ayrıldı. Önümüzdeki 4 haftayı ne kadar çok puanla kapatırsak işimiz o kadar kolaylaşacak. Önümüzdeki hafta yazıyı yazarken transferler şekillenmiş olacak muhtemelen, ondan sonra bakacağız ideal düzenimize. Kalın sağlıcakla..

19 Ağustos 2019 Pazartesi

Kralın Geri Dönüşü

Kral geri döndü!
1.5 senelik aranın ardından yazılarına dönen blogger Ozan mı? Değil. 
Nisan ayında şampiyonluk kazanan Ersun Yanal mı? Kısmen. 
1.542 gün aradan sonra Fenerbahçe formasıyla yeniden Kadıköy'e ayak basan Emre Belözoğlu mu? Ta kendisi! 

Sezonun ilk haftasının kapanış maçı öncesi (ve sonrası) senaryo bir Fenerbahçeli tarafından yazılsa ancak bu kadar olurdu. Geçen sezonu ilk 3 sırada bitirmiş Galatasaray, Başakşehir ve Beşiktaş ilk hafta sonunda küme düşme potasının üç takımıydı. Fenerbahçe ise lige yeni yükselmiş Gazişehir ile Kadıköy'de kozlarını paylaşacaktı. 

Maç öncesi kadrolar açıklandığında ilginç bir detay yakaladım. Gazişehir geçen sezonki kalecisi Günay'ın yanına 10 yeni yabancı transferi ile sahaya çıkıyordu. Fenerbahçe'de de durum bundan pek farklı değildi. Geçen sezonun ideal dizilişi göz önüne alındığında yerini koruyan tek oyuncu sağ bek Isla idi. Kısacası yeni kurulan iki takımın maçı olacaktı. 

Fenerbahçe yazılmış senaryonun da etkisiyle maça öyle bir başladı ki Gazişehir henüz başarılı pas yapamadan 4. dakikada hakem (bence hatalı bir kararla) beyaz noktayı gösterdi. Bu hatalı kararla maçın kaderi çizildi belki de. Tabela 1-0 diyordu ancak Fenerbahçe'nin iştahı henüz kapanmamıştı. İlk 25 dakika içerisinde 2 penaltı daha kazandı, birini kaçırdı ve ilk yarım saatte skoru 3-0'a taşıdı. Bu dakikadan sonra rölanti futbol başladı ve Fenerbahçe muhtemelen kendi rekorunu kırarak maçı 736 pas ile tamamladı

İkinci yarının başında savunmanın Gazişehir karşısında zor durumlara düştüğünü de gördük ancak hata yapanın açığı kapamayı başaran bir savunma kurgusu vardı ve Gazişehir isabetli şut atamadan tamamladı müsabakayı. Fenerbahçe ise arzulu futbolunu ikinci yarıda da sürdürdü ve 2 gol daha bularak maçı 5-0 kazandı. Maçı kazanmaktan öte son çeyrekte oyuna giren Ferdi Kadıoğlu'nun attığı golle bu genç oyuncuyu da kazandı belki, bunu zaman gösterecek. 

Altay Bayındır : (8/10) 2003-04 sezonundan bu yana ilk kez 22 yaşında bir kaleciye kalemizi teslim ederek başlıyoruz sezona. O sezon da rahmetli Enke ilk maçta gittiği için sezona Recep-Volkan ile başladığımızı kabul ediyorum. Bugünkü performansını değerlendirmek güç zira kendisine iş düşmedi. Oyunun sıkıştığı anlarda ise panik yapmadan topu arkadaşlarına aktarmayı başardı. 

Mauricio Isla : (7/10) Bu sene sağ beki idare etmek kadar arkasında bekleyen Murat Sağlam'a örnek olmak gibi önemli bir görevi daha var. Performansı zaten belli bir düzeyin altına inmiyor. Bindirmeleri yeterli ancak orta kalitesini yükseltmesi gerek. Yeni hücum hattını tanıdıkça bu eksiğini de giderecektir. 

Matthias Zanka : (7/10) 40 yıllık Fenerbahçeli gibi oynuyor, tabii bunda maçın başında öne geçmenin payı da yok değil. Birkaç yerde gereksiz faule sebep oldu, bu tür hareketler büyük maçlarda can yakan hatalara dönüşebilir. Jailson ile uyumu ilk maç için yeterliydi. 

Jailson : (8/10) Geçen sezonun ayakta kalan nadir oyuncularından Jailson bugün stoperde de iyi bir mücadele sergiledi. Hamle zamanlaması yerinde, aklımızdaki tek soru işareti fiziğinin bir stoper için ince olması. Muriqi tarzı bir santrafora karşı bugünkü performansını sergilemesi zor. Milli maç arasına kadar bu performansı devam ederse stoper takviyesi rafa kalkabilir. Ön libero kökenli olması gerek geriden oyun kurmak gerekse savunma hattını ileri taşımak konusunda büyük avantaj sağlıyor. 

Nabil Dirar : (9/10) İdeal mevkisine göre sahanın tam ters çaprazında oynamasına rağmen iyi bir sol bek performansı gösterdi. Sağ ayaklı sol bek olarak Ümit Özat'ın kulaklarını çınlattı. Üç mevkiyi yedekleme özelliği sayesinde kadronun 12. adamı olacağı kesin. 

Victor Moses : (6/10) Takımın ilk penaltıcısı olduğunu anladık bugün ancak penaltıları Emre Belözoğlu'nun atmasını tercih ederim. Penaltılar haricinde bazı pozisyonlarda kalitesini gösterdi ancak bildiğimiz Moses olmaktan uzak. 

Ozan Tufan : (8/10) Sezonun gizli kahramanı olacak, Appiah'tan bu yana aradığımız 8 numaraya en yakın performansı sergiliyor bu sene. Alan kapatıyor, kademeye giriyor, pas hatası yapmıyor, şut deniyor, gerekirse faulu yapıp atağı kesiyor. Emre futbolu bıraktığı zaman Ozan'a aşıladığı olgunlukla kaptanlık bandını da alacağını düşünüyorum. 

Emre Belözoğlu : (10/10) Sensiz geçen 4 seneye yazık oldu kaptan. Kalsan en az 2 şampiyonluk daha cepteydi. Asist yaptı, penaltı aldı, penaltıyı gole çevirdi. Hele o 60 metrelik ters topları yok mu.. Sezon sonunda o kupa senin elinde yükselecek ve 28 kişilik kadroda bunu en çok isteyen sensin. 39 yaşına gelmiş adamın biyolojik yaşının 27 çıkması da bunun en önemli göstergesi. 

Garry Rodrigues : (6/10) İlk resmi maçı için performansı yetersizdi. Takıma katkı sağlayacak çok özelliği var ancak adaptasyon için biraz daha zamana ihtiyacı var. Ardında bekleyen Deniz Türüç ve Ferdi Kadıoğlu performanslarıyla ensesindeler. 

Max Kruse : (7/10) Aldığı penaltıyla maçın kilidini açan isim oldu. Gol bulamasa da asisti ve asist pası ile kalitesini gösterdi. Tek toplarıyla, top kendisine gelmeden ne yapacağına karar vermiş olmasıyla takımın hücum aklını bu sene o yönetecek, belli oldu. Muriqi ile uyum sorunu yaşamazsa 15 gol barajını rahatlıkla aşar. 

Vedat Muriqi : (8/10) Aslan(!) parçası Kadıköy'deki ilk resmi maçında golle tanıştı, hem de ne gol! Golün haricinde verimli olduğunu söylemek zor ancak o da yeni takımına ve hatta yeni bir oyun yapısına adapte olmaya çalışıyor. Maçın sonlarında gördüğü sarı kart gereksizdi, bu tür ucuz kartlarla takımı eksik bırakmaz umarım. 

Tolga Ciğerci : (7/10) Geçen sezon transferin son günü Fenerbahçe'ye imza atan Tolga Ciğerci 1 sene aradan sonra ilk resmi maçına çıkmayı başardı. Maç kopmuş olduğu için gösterdiği performansı objektif olarak değerlendirmek mümkün değil ama oyunda kaldığı süre boyunca hatasız oynadı ve Emre'nin iyi bir yedeği olacağını gösterdi. 

Deniz Türüç : (7/10) O da ilk maçında sonradan oyuna dahil oldu ve risksiz oyunu tercih etti. Sezon boyunca gerek kanat ortaları gerekse duran toplarda meziyetlerinden fayda göreceğimizi tahmin ediyorum. 

Ferdi Kadıoğlu : (8/10) Moses'ın sakatlandığını gördüğüm anda umarım Ferdi girer dedim. Girdikten sonra umarım gol atar dedim ve Ferdi beni haksız çıkarmadı. Attığı goldeki son vuruşu, topu alış-verişi, çabuk düşünmesi gibi önemli yetenekleri var. 2 sene sonra Eljif Elmas gibi onu da Avrupa'ya yolcu ederiz. 

Ersun Yanal : (9/10) Bravo Ersun hoca. Geçen seneki ideal kadrona oranla 10 yeni oyuncu ile çıktığın maçta oyunu domine etmeyi başardın. Bizim alıştığımız Fenerbahçe ligin ilk maçlarında bocalar, arzuludur ancak bir şekilde tökezler ve arkası çorap söküğü gibi gelir. Bu sene hedefin Mart ayı olsun hocam, yeniden evine hoşgeldin! 

Özetle; Türk futbolunda kral çok ancak orta sahanın kralı bugün oyuna ağırlığını koydu ve çubukludan uzak geçen 4 senenin acısını çıkardı adeta. Hatalı kararla gelen penaltı maçı kolay hale getirmiş gibi görünebilir ancak sahadaki Fenerbahçe hatalı penaltı kararıyla geri düşseydi bile bugün kazanacak arzuyu gösterdi. Ersun hocanın ilk Fenerbahçe döneminde son dakika golleri çok işine yaramıştı, bu sefer baskıyla maçları daha erken koparmayı hedefleyecek sanki. Transfer döneminin bitimine 15 gün kala Fenerbahçe'nin stoper, sol bek, ön libero ve forvet eksikleri konuşulur olsa da kadronun ve alternatiflerin yeterli olduğunu da görmüş olduk. Tabii Gazişehir'in yeni kurulan bir ekip olduğunu ve sezon sonu küme düşme ihtimalinin hiç az olmadığını da gözardı etmemek gerek. 30 kasım 2015'ten bu yana ilk kez liderlik koltuğuna oturan Fenerbahçe umarım sezon sonu da 4. yıldızı takacak. Lider geliyor lider..