23 Aralık 2017 Cumartesi

1 Puana Sevinirken Kaçan 3 Puana Üzülmek

Son haftalarda rüzgarı arkasına alan Fenerbahçe ilk yarının son maçını da kazanıp ikinci yarı zorlu ilk 6 hafta önce devre arasına moralle girmek istiyordu. Rakip Konyaspor da Avrupa Ligi'nin verdiği yorgunlukla ilk yarıyı düşme potası civarlarında geçirdi. Maça dair ilginç bir yorum okudum, "Aykut Kocaman'ın takımını izlemekten daha sıkıcı bir şey varsa o da Aykut Kocaman'ın iki takımını izlemektir" diyordu. Konyaspor sezon başından bu yana kadro anlamında ciddi bir revizyon geçirdi ancak Aykut Kocaman'ın felsefesinin izleri halen duruyor, 11 kişi topun arkasına geçiyorlar her şeyden önce.

Kadro tercihi ilginçti Aykut Kocaman'ın, eksikler vardı ama sahada bu denli domino taşı etkisi yaratmak takımın kimyasını bozdu belki de. Josef kariyerinde muhtemelen ilk kez oynadığı stoperde, genç Oğuz Kaan ilk 11de, son haftaların formda ismi Mathieu Valbuena ise forvetteydi. Buna karşın stoper Yiğithan Güveli, ön libero Ozan Tufan, forvetler Roberto Soldado ve Jose Fernandao kulübedeydi. Bu da olası bir puan kaybında kadro tercihinin sorgulanması demekti, ki öyle de oldu.

Daha önce Kasımpaşa maçında forvette Giuliano - Alper ikilisiyle 4 gol bulan Aykut Kocaman bu sefer aradığını bulamadı. Üstelik 45 dakika kör dövüşü şeklinde geçen mücadeleye müdahale dahi etmedi. Giuliano ve Valbuena geriye çekilerek orta alanda bolca pas yapmaya yardımcı oldular ancak koca ilk yarı boyunca ceza sahasında topa sadece 6 kere dokunabildi.

Çöpe giden ilk yarıdan sonra ikinci yarıda bir satranç hamlesi geldi Aykut Kocaman'dan. 1 oyuncu değişikliği ile 6 oyuncunun yeri değişti. Soldado forvete, Valbuena sol açığa, Aatıf sağ açığa, Dirar sağ beke, Isla stopere, Josef ön liberoya kaydı. Çift yönlü oyunculara sahip olmak avantaj elbet ancak takımın dengeleriyle bu denli oynamak ne derece doğru tartışılır açıkçası. İkinci yarıda oyuna daha hakim bir Fenerbahçe var gibiydi. Ta ki 5-6 haftadır peşimizi bırakmış olan bireysel hatalar zinciri oyuna dönene kadar. Zincirin son halkası Mauricio Isla oldu ve hatalı bir geri pasla 1-0 mağlup duruma düştük. Golden önce oynanan 54 dakika gol bulacağımıza dair pek umut vermemişti ve açıkçası maçı kaybettiğimizi düşündüm.

Sahadaki oyun beni yanıltmadı ancak duran topta geçen haftaki Valbuena - Mehmet Topal işbirliği bize yeniden gol kazandırdı. Golden sonra Konyaspor iyice kabuğuna çekilirken Fenerbahçe iştahlandı. O iştah son 10 dakika içerisinde 3 net gol pozisyonuna dönüştü ancak birinde kale direğini, ikisinde kaleci Serkan Kırıntılı'yı geçmek mümkün olmadı ve iki takım da sahadan bir puanla ayrıldı.

Volkan Demirel : (6/10) Golde kabahati yok, ancak çıkarmak için hamle yapsa notu bir tık yüksek olurdu. Hamlesiz kaldığı gibi top ağlarla buluştuğu anda Isla'ya el kol hareketlerine başlaması bir kaptana yakışmıyor.

Mauricio Isla : (3/10) Sakatlık sonrası kendine gelemedi. Şener'in cezası sayesinde formasına kavuştuğu maçta hatalı pasıyla 2 puanın kaybına neden oldu. Bekte oynadığı süre boyunca da kanat akınlarına hiç katılmadı.

Josef Souza : (6/10) Transfermarkt kayıtlarına göre kariyerinde ilk kez stoper oynadı ve son derece başarılıydı. İkinci yarıda ön liberoya geçti ancak vasatı aşamadı.

Luis Neto : (5/10) Savunmada kritik bir hata yapmadı ancak neden haftalardır kulübede olduğunu kanıtlar bir performans sergiledi. Belki de aklı ailesi ile geçireceği Noel tatilindeydi.

Hasan Ali Kaldırım : (4/10) Haftalardır alıştığımız İsmail Köybaşı performansı sonrası kötünün daha kötüsü nasıl oluru gösterdi bizlere. Hücumda önünde oynayan kanat oyuncusu dışında pas yapmıyor, ona attığı da pas değil, ateş adeta.

Mehmet Topal : (8/10) Bu hafta da takımını ipten aldı. Pas kalitesi yine beklenenin çok altında ancak mücadelesi gayet iyiydi.

Oğuz Kağan Güçtekin : (4/10) Kariyerinde ilk kez 11de Fenerbahçe forması giydi ve heyecanı oyununa yansıdı. Top dağıtımında gereken kaliteyi ve sakinliği sağlayamadı.

Nabil Dirar : (4/10) Haftalardır kötü performans gösteriyor ancak alternatifsizlik ve bolca mücadele etmesi nedeniyle kadroda yer buluyor. Devre arasında iyi bir tatil sonrası iyi bir Dirar olarak döner umarım. Yoksa bu haliyle 2017 model Mehmet Topuz olarak kaybolup gidecek.

Aatıf Chahechouhe : (4/10) O da Dirar'ın sol kanat versiyonu. Koşuyor görünüyor ama icraat sıfır. Maçın yarısını sağ kanatta geçirdi, bilmiyorum belki taktik icabıdır ancak top kaliteli ayaklarla buluştuğu zaman hareketlenmek yerine izlemeyi tercih ediyor.

Mathieu Valbuena : (7/10) Günün en çok isteyen ismiydi ancak dar alanda oynayan savunma karşısında kayboldu. Asisti ile bir puanı getiren isimlerden oldu.

Giuliano : (6/10) Son haftaların yıldızı bugün kayıptı. Forvetsiz oynamak onun da oyununu olumsuz etkiledi. Noel sonrası toparlanır tahmin ediyorum.

Roberto Soldado : (5/10) Oyuna girdikten sonra hareketlilik getirmesini bekledim ancak neden yedek kaldığını daha iyi anladım. O da kafası Noel'de olanlardan sanırım. Soldado kalitesindeki golcünün gol yapacağı iki pozisyonu harcadı.

Alper Potuk : (7/10) Son haftalardan farklı olarak oyuna girip fark yaratmayı başardı. Magazin dünyasından futbol dünyasına dönüş yapmış görünüyor, devre arasında arayı kapatır umarım.

Jose Fernandao : (5/10) Korkunç maç eksiği var, takımdan ve futboldan tamamen kopmuş görünüyor.  Etkin olduğu ceza sahasında bile iş yapamaz, direği geçemez hale gelmiş. Bu haliyle devre arası gönderilecek isimlerden olur.

Aykut Kocaman : (5/10) Kumar bu sefer tutmadı Aykut Kocaman. Forvetsiz çıkman bir yana, koca 45 dakikayı izlemen ve değiştirmek için çabada bulunmaman nedeniyle bugün 1 puanla ayrıldık sahadan. 90+da gelecek bir golle 3 puan da olabilirdi bu ama 3 puan alsaydık bile sahadaki kötü futbol gerçeği değişmeyecekti.

Özetle; Fenerbahçe bir günlüğüne de olsa liderlik koltuğuna oturdu, son kez bu koltukta oturduğunda tarih 30 Kasım 2015'ti. Haftalardır vasat futbol ile galibiyet serisi yakalayan takım bugün pilav yiyemedi. Duran topla gelen bir puana şükür derken uzatma dakikalarında kaçan iki puana üzülmeye başladık. İlk yarıyı beklentimin 7 puan altında kapattık, bu süreçte Başakşehir, Osmanlı ve Kayseri maçlarında son dakikada kaybedilen 5 puan ve Konyaspor maçında son dakikada kazanılamayan 2 puan olarak yansıdı puan hanemize. İkinci yarıda zorlu bir 6 hafta ile başlayacağız ve bizim açımızdan ligin kaderi az çok belli olacak. Devre arasını iyi geçirip ikinci yarı kaldığımız yerden devam ederiz umarım.

18 Aralık 2017 Pazartesi

Şampiyon Olacağız, Öyle Gözüküyor

Başlıktaki söz Aykut Kocaman'a ait.
Söylediği tarih 21 Ağustos 2017, 2-2 biten Trabzonspor maçı sonrası..
Söylediği tarihte toplamış olduğu puan durumu 2 maçta 2 puan..
Söylediği tarihte puan durumundaki yeri 13. sıra..

Benzer sözleri 2013 - 14 sezonunun ilk haftasında Ersun Yanal sarf etti. 2-0 önde olduğu maçı son 10 dakikada yediği gollerle 3-2 kaybetti ve maçtan sonra basın toplantısında BİZ ŞAMPİYON OLACAĞIZ dedi hiç çekinmeden. Aykut Kocaman ise bir alt perdeden konuştu. Şampiyon olacağız diyordu ağzı ama belki onun da mantığı kabul etmiyordu ki cümlesini öyle gözüküyor gibi düşük özgüven dolu bir şekilde tamamlıyordu.

Tek demeci bu değil Aykut Kocaman'ın. 16 Ekim 2017 tarihinde puan farkı suni dedi. Rakibi Galatasaray 8 maçta 22 puanla muazzam bir başlangıç yapmışken Fenerbahçe 14 puanla 5. sıradaydı. Aradan geçen 63 günde suni puan farkı eriyip gitti ve Fenerbahçe bu sezon ilk kez Galatasaray'ın önüne geçti. Önüne geçmek işin minimal boyutu aslında, hangi hafta kovulacağı gündemin en mühim konusu olan Aykut Kocaman sağlam temellerle koltuğunda otururken muazzam başlangıcı yapan Igor Tudor bugün kovuldu!

Ligin dibine demir atmış Karabükspor zor günler geçiriyor. Hafta içinde hocasını gönderdi, 5 yabancısı maç kadrosuna alınmadı. Tüm bu unsurlar maçı daha da önemli hale getiriyordu. Ligin sonuncusunu evinde farklı mağlup etmesi beklenen Fenerbahçe ise beklentilere yanıt vermekte zorlandı. Kazanan 11 bozulmaz felsefesi bugün ilk yarıda işe yaramadı. Rakibin tek stratejisi mümkün olduğunca birbirlerine yakın oynayarak Fenerbahçe'nin kaliteli ayaklarına alan bırakmamak ve yakaladıkları toplar ile Yatabare'yi hızlı hücuma çıkarmaktı. İlk adımda başarılı oldular da, Fenerbahçe'nin ileri çıkmayan çift ön liberosuna Aatıf ve Dirar'ın tutukluğu eklenince her şey Giuliano'ya kaldı.

Ikinci yarı ise satranç hamlesi niteliğinde bir değişiklik geldi, Şener kenara gelirken beklendiği üzere Valbuena oyundaydı. Ama kenarda Isla varken, dahası Şener sahanın kötülerinden değilken bu değişiklik daha da enteresan hale geliyordu. Bu değişikliği okumak için kulübeye bakmak gerek. Kocaman'ın elinde mücadeleyi seven 2 kanat oyuncusu vardı, ikisi de sahadaydı. Valbuena ve Giuliano'yu kanatta oynatarak etkinliklerini ve takımın savunma verimliliğini düşürmek Aykut Kocaman'ın işine gelmediği için kanat oyuncusu hamle şansını saklı tutmak adına Dirar'ı sağ beke çekti. Oyuna giren Valbuena ise hem asisti hem de muhteşem golüyle galibiyeti getiren isim oldu.

Volkan Demirel : (8/10) Kadıköy'de 288 gün  aradan sonra gol yemeden maçı tamamladı. Kendisini zorlayacak bir hücum hattı yoktu rakibin.

Şener Özbayraklı : (7/10) Vasat bir ilk yarının ardından yerini Valbuena'ya bıraktı. Performansı aşağı yönde seyrediyor, arkasında Isla'nın beklediğini unutmasın.

Roman Neustadter : (8/10) Topu iyi yönlendirmesi nedeniyle savunmada kaptığı formayı bırakmadan devam ediyordu ancak soğuk Konya deplasmanı yerine "christmas cezası" daha cazip geldi sanki.

Martin Skrtel : (6/10) Savunmada gereksiz bir sarı kart görerek "christmas cezalısı" durumuna düştü. Geçen seneye oranla performansı alt perdede seyrediyor.

İsmail Köybaşı : (6/10) Tutuk bir günündeydi, ortaları isabetsiz, müdahaleleri tutarsızdı. Gereksiz sarı kartını görerek görevini tamamladı.

Mehmet Topal : (5/10) Maçı 1 gol 1 asist ile tamamlayan oyuncu nasıl olur da maçın en kötüsü olur? Bal gibi de olur, bakınız Mehmet Topal. Selçuk Şahin'den bu yana ön liberoda bu kadar saçma pas hatası yapılan bir maç hatırlamıyorum. Gole alkış ancak gol dışındaki 89 dakikaya koca bir yazık.

Josef Souza : (6/10) Sezona yüksek form ile girmenin bedelini ödüyor sanırım. Çift ön libero düzenine geçtiğimizden bu yana bariz düşüş içerisinde. Mücadelesine hiç lafım yok ancak hücuma katkısı yok düzeyinde.

Nabil Dirar : (5/10) O da ilk yarının kötülerindendi ancak farklı mevkilerde oynayabilmesi kendisine bir 45 dakika daha hediye etti. Kanatta oynayan oyuncuların yaratıcılığı ve hareketliliği hücum seviyemize doğrudan etki ettiği için böyle bir günde galibiyete ulaşmak sevindirici.

Giuliano : (8/10) Son haftaların formda ismi bugün kompakt savunma arasında yeteneklerini sergileyemedi. Kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda ise topun hakimiyetini tam olarak sağlayamadığı için golle buluşamadı. Kanatta oynadığı veya pozisyon gerektirdiği zaman savunmaya katkısı ve özverisi muhteşem.

Aatıf Chahechouhe : (6/10) Bir diğer verimsiz de Aatıf. Çok koşanlar sıralamasında önde olduğu için ilk 11de ancak koşuların çoğu verimsiz. Bugün yaptığı bazı top kontrolleri akıl almaz düzeydeydi. Bugünkü performans sonrası formasını asıl sahibine teslim edecek gibi görünüyor.

Roberto Soldado : (7/10) İspanyol golcümüz bugün aradığı gole kavuşmak için çok çabaladı. Forvette topla buluşamayınca kanatlara deplase oldu bolca ancak kapalı savunma karşısında takım olarak pozisyon bulamayınca o da etkisiz göründü.

Mathieu Valbuena : (9/10) Küçük dev adam teknik direktöre formamı bana geri ver dedi adeta. Oyuna girdikten sonra muazzam bir baskı sonrası kornerden yaptığı asist, kaleciyi zorladığı şut ve nihayetinde örümcek ağlarını temizlediği gol. Daha ne yapsın ki, şunları yaptıktan sonra koşmasan da olur Valbuena.

Mauricio Isla : (6/10) Sakatlık sonrası formunu henüz yakalayamadı. Bu hafta Şener'in cezası sonrası ilk 11e dönecek muhtemelen ancak asıl formunu devre arası sonrası bekliyorum.

Jose Fernandao : (6/10) Dev adam halen dev ancak çok ağır. Hareket etmekte zorlanıyor gibi. Omuz darbesiyle yıktığı rakibi yerden kalkıp topu yeniden alacaktı neredeyse. Orta sahadan kaleyi denemesi de golcü içgüdüsüydü.

Aykut Kocaman : (8/10) Kazanan her daim haklıdır. Kazanan kadroyu bozmayarak iyi işler çıkardı. Puan durumunda Rıza Çalımbay ile beraber onun adının yanında 5 maçta 5 galibiyet yazıyor. Eşofmana dönüş sonrası oyunculardan verim almaya da başladı. Sivas maçında Soldado, bu maçta Valbuena oyuna girip maçı çeviren isimler oldular. Sıra Van Persie'ye de gelir mi acaba? Yok yok, gelmesin, ağzımızın tadı kaçmasın Ali Rıza bey.

Özetle; Fenerbahçe ilk yarının ilk yarısında 10 puan kaybettikten sonra 3 haftada 9 puan alınabilecek ancak 3 beraberlikle tamamlanan serisini 5 haftada 5 galibiyet ile sürdürüyor. Şampiyon oluruz veya olamayız ancak sezon başında kaliteli transferler yapan Başakşehir, 2 sene üst üste şampiyon olan Beşiktaş ve lige 7 galibiyet ile giriş yapan Galatasaray'ın arasından sıyrılıp bu noktaya gelmek şampiyonluk yolunun ilk adımı bence. İlk yarının son maçında Konyaspor'u yenip devre arasına moralle girmek önemli. Dümen sende Aykut Kocaman, gemi sana emanet. Yolun şampiyonluk yolu olsun!

9 Aralık 2017 Cumartesi

Sek Sek Sekerek

Anadolu deplasmanları zordur zira şampiyonluğun sırrı bu deplasmanları kazanmaktır. Aykut Kocaman'ın son sezonunda Fenerbahçe ilk yarı boyunca sadece 1 deplasman galibiyeti alabilmişti, hal böyle olunca sezon sonu 9 puan fark yemişti. 14 yabancı kuralı bazı Anadolu kulüplerine yaradı. Her ne kadar yerli oyuncu yetiştirip fahiş fiyatlara satamıyor olsalar da ucuz ve kaliteli yabancılarla iyi futbol oynamaya başladılar Bursa, Kayseri, Göztepe gibi kulüpler.

4 haftalık galibiyet serisiyle güzel bir ivme yakalayan Fenerbahçe haftanın açılış maçında Bursaspor karşısındaydı. Bursa evinde oynadığı 7 maçın 5ini kazanmış, üstelik bu maçların 4ünde 3 ve daha fazla gol atmış, deplasman bir kat daha zor hale geldi mi? 7 haftalık yenilmezlik serisinin verdiği motivasyon, tribünlerdeki 40bin kişi eklenince puan kaybı o kadar da kötü değil gibi gelmeye başlamıştı maç öncesinde.

Aykut Kocaman galip takımı bozmadan sahaya sürmüştü zorunlu Alper - Janssen değişikliği dışında. Takdir ediyorum bu anlayışı, yedek kulübesi güçleniyor ama sahaya çıkanlar zaman zaman kulübedekiler aratıyor. Kazandığı sürece göze batmıyor ancak ilk puan kaybında Isla, Valbuena ve Neto neden yedek diye ensesine çökmeyi bekleyen kargalar var.

Maç o kadar tutuk başladı ki ilk 15 dakika 1 saat sürdü gibi geldi. Pozisyon yok, daha da ötesi Fenerbahçe rakip ceza sahası içinde topla buluşamamış koca 45 dakika boyunca. Devre sonunda Janssen sakatlanıp yerini Soldado'ya bırakınca umutlar bir tık daha azaldı. Kanatlardaki Aatıf ve Dirar da tutuk olunca bütün gol umudumuz Giuliano'nun sihirli ayaklarına kalmıştı. O da son dönemde yükselen formu nedeniyle sürekli markaj altındaydı ve bir türlü etkili olamadı.

İkinci yarıda işler aynı şekilde devam ederken Soldado tecrübesini konuşturdu ve iyi pozisyon alarak Fenerbahçe'nin rakip ceza sahasında 4. kere topla buluştuğu anda takımına penaltı kazandırdı. Giuliano temiz bir vuruşla topu ağlara gönderdi ve kalan 25 dakikanın kaderi belli oldu. Normalde bu süreyi bizi kanser edecek 4 pozisyon ve ağlarımızda gördüğümüz bir golle tamamlardık ancak 87'deki bir şut haricinde endişeye mahal vermeden tamamladık. Maçın sonlarına doğru farkı arttıracak bir kaç pozisyon yakalasak da iyi savunma ile bunları aramadan maçı bitirebildik.

Volkan Demirel : (8/10) Kalesinde güven verdi, kaleyi bulan 2 şutta da başarılıydı.

Şener Özbayraklı : (6/10) Geçtiğimiz haftaki formu yoktu, hücuma fazla destek veremedi ancak rakibin etkili sol beki Aziz Behich'i durdurmak konusunda görevini yaptı. Kaptırdığı bir top maçın başında gol yememize sebep olacaktı az kalsın.

Roman Neustadter : (7/10) Etliye sütlüye dokunmadan tamamladı maçı. Hata da yapmadı, oyuna ciddi bir katkısı da olmadı.

Martin Skrtel : (6/10) Gereksiz bir sarı kart gördü rakip kaleciye engel olduğu için. Savunmada görevini yerine getirdi, hava toplarında geçit vermedi.

İsmail Köybaşı : (6/10) O da günün etkisizleri arasındaydı. Bir kaç kere yaptığı bindirmeleri isabetsiz ortalarla sonlandırdı.

Mehmet Topal : (5/10) Çok sayıda top kaybı yaptı, oynadığı topların %90'ı yana ve geriyeydi.

Josef Souza : (6/10) Orta sahada mücadele eder göründü ancak hücuma hiç katılmadı.

Nabil Dirar : (6/10) Takımı ileri taşıyan sayılı oyunculardan biri ancak bugün tutuk günündeydi, kritik top kayıpları yaptı. Hücumda genel olarak etkisizdi ancak penaltı pozisyonunda ortayı yaparak artı puan kazandı.

Giuliano : (9/10) İki zorlu deplasmanda iki golle bize 6 puan getirdi tek başına. Formunun zirvesinde bu aralar, muazzam oynuyor nazar değmesin. Geçici olarak ikinciliği getirdi, sıra liderlikte!

Aatıf Chahechouhe : (6/10) Bal yapmayan arı modunda devam ediyor. Valbuena'dan fazla mücadele ettiği için sahada ancak Valbuena'nın yarısı kadar katkı vermiyor.

Vincent Janssen : (5/10) İlk yarı boyunca görev aldı ancak etkisizdi. Sakatlığı ciddi değildir umarım.

Roberto Soldado : (8/10) Maçın tek golünün kahramanı. Ancak performansı 45 dakikadan fazlasına yetmiyor. İyi bir yedek olarak devam edecek bu aralar.

Mathieu Valbuena : (7/10) Golü bulduktan sonra top tutarak takımı rahatlatmak adına oyuna girdi ve görevini başarıyla yerine getirdi. Ancak kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda kaçırdığı gol kendisine yakışmadı.

Oğuz Kağan Güçtekin : (?) Topa değmeden maç bitti.

Aykut Kocaman : (8/10) 4te 4 ile zirveye iyiden iyiye ortak oldu. Çaktırmadan gelip devre arasına lider girebilir. İçeride oynattığı futbol göze hoş geliyor ancak deplasmandaki kısır futbola henüz çare bulamadı. Kazandığımız sürece sorun yok ama Giuliano'nun omzundaki yükü azaltması gerek yavaş yavaş.

Özetle; zor bir deplasmandan daha 3 puanla döndü Fenerbahçe. Hakem hakkında çok şey yazılıp çizildi ancak %100 haklı penaltıyla geldi gol. Suni puan farkı iyice eridi, artık geçici olarak ikinci sıradayız. Kalan iki maçtan da 6 puanla ayrılırsak ilk yarıda üzerimize düşen görevi tamamlamış olacağız. Sonrası devre arasında yapılacak transferlerle şekillenecek. Sek sek sekerek devam Fenerbahçe!!

3 Aralık 2017 Pazar

Adı Giuliano, 27 yaşında, arkadaşları ona Bay GOL diyor

Futbolcu adına manşet atmayı sevmem, zira futbol takım oyunudur. Maçı kazanan da, kaybeden de takımdır. Ancak maça damga vurmanın ötesinde tek başına takımı sırtlayan bir oyuncu istisnayı hak ediyor. Tam adı Giuliano Victor de Paula. Brezilyalılardan alışık olduğumuz Souza'sı eksik. Eksik ama öyle bir top oynuyor ki, şiir gibi dediklerinden..

Rakiplerin birbiriyle oynadığı derbi haftasında kazanmaktan başka çare yoktu. Alınacak galibiyetle suni puan farkı kağıt üzerinde 3e, pratikte 0a inecekti. Fakat önemli eksikler ve rakip Kasımpaşa'nın yükselen formu tedirgin ediyordu bir yandan. Hafta boyu forvette kimin oynayacağı konuşuldu, cezalı Janssen, sakat Fernandao ve Soldado varken forma Robin van Persie'ye gidecek gibiydi. Ama Aykut Kocaman herkesi şaşırtarak 4-6-0 görünümlü 4-4-2 ile çıktı sahaya. Kazanan kadrodan Janssen yerine Alper vardı sadece.

Yurtdışında yaşadığım dönemde maçları malum linkler üzerinden izliyordum ve yayının geriden gelmesine alışmıştım. Ancak bugün hayatımda ilk kez stadda izlediğim bir maçın geriden geldiğine şahit oldum. Adeta Ersun'un, Zico'nun Fenerbahçe'si sahadaydı. Özellikle ilk yarım saatte rakibi boğan, çıkmasına izin vermeyen, Volkan'ın neredeyse kadraja girmediği bir Fenerbahçe izledik. Sadece sahadaki futbol değil, tribünlerdeki 35bin kişi de geçmişten gelmiş gibiydi. Golü de bulunca değmeyin keyfime dedim. Volkan yere yatmadan devre bitiyor derken frikikte barajdan seken topu kalemizde gördük ve devre 1-1 tamamlandı.

Geçmiş maçlarda gördüğümüz üzere golü yedikten sonra tepki vermekte güçlük çekiyoruz, hele ki yedek kulübesinde etkili bir santrafor olmadığını düşününce işler iyice sarpa saracak gibiydi. Hiç öyle olmadı, ikinci yarıda da yayın geçmişten gelmeye devam etti. Hızlı başladığımız ikinci yarıda da golü çabuk bulduk ve rahat futbolla oyun kontrolünü elimizde tutarak 4 golle 3 puana uzandık.

Volkan Demirel : (8/10) Görevini yerine getirdi, golde yapacak bir şeyi yoktu.

Şener Özbayraklı : (8/10) Isla sakatlıktan dönünce formayı geri verir diyordum ama bugün yaptığı 13 bindirme ile formayı bırakmayacağım dedi. Yediğimiz ilk gol öncesi yaptığı hata olmasa macin en iyilerin

Roman Neustadter : (9/10) Yerini gün geçtikçe sağlamlaştırıyor. Savunmada hatasız oynadığı gibi takipçiliği sayesinde kilidi açan golü attı.

Martin Skrtel : (8/10) Hemen her maç kalemizde gol görüyoruz ama yediğimizden fazlasını atan hücum hattına çok şey borçlu tüm savunma hattımız. Göze batan bir hatası olmasa da gol yemeyen bir savunma görmek istiyorum artık.

İsmail Köybaşı : (7/10) Sol açıkta Valbuena'nın olmaması sayesinde formayı kapan İsmail orta karar performansına devam ediyor. Hücuma katkısı fena değil ama bir kaç haftadır takımı yakabilecek pas hataları, top kayıpları yapıyor. Bunlar yarın bir gün canımızı yakabilir.

Mehmet Topal : (7/10) Ozan'ın yükselen performansına karşın 3 haftadır formasını yeniden alan Mehmet Topal eski günlerinden uzakta, takımın zayıf halkalarından birisi maalesef. Savunma anlamında hocanın istediklerini yerine getiriyor olsa da ileriye yardımı yetersiz.

Josef Souza : (7/10) Tek ön libero oynadığı maçlarda maçın yıldızı olurken çift ön liberoda kayboluyor. Hücumu neredeyse hiç düşünmedi.

Nabil Dirar : (9/10) Forvetsiz sahaya çıktığımız karşılaşmada topu nasıl ileri taşıyacağız diye düşünürken Dirar bugün bütün yükü üzerine aldı adeta. Sağ kanatta Şener ve Giuliano ile kurduğu üçgenler sayesinde 2 asistle maçın yıldızlarından biri oldu.

Giuliano : (10/10) Yazının ve maçın  kahramanı. Nasıl olmasın ki? 2 gol, 47 isabetli pas, hatta 87. dakikada rakip sağ beki kovalamak.. Forvet arkasına koy oynar, sol açığa geç dersin oynar, gol bölgelerine girer, attıkça takımı sırtlar götürür. Helal olsun sana Giuliano. 2018 Rusya seni bekliyor.

Aatıf Chahechouhe : (7/10) Bir başka zayıf halka da Aatıf. Kanat oyuncusundan beklenen savunma katkısını fazlasıyla veriyor, ama işin hücum yanı pek öyle değil. Çok koşuyor gibi görünse de verimliliği çok düşük.

Alper Potuk : (8/10) Bu sezon ileri uçta oynayan oyuncularımızdan skor katkısı kısıtlı düzeyde ancak arkadaki üçlüyü iyi besliyor. Alper de forvet arkası oynadığı maçlarda 5 gol buldu bu sezon lig ve kupada, forvette oynadığı bu maçta da golü bulabilirdi ancak şans ve golcülük becerisi yanında değildi.

Mathieu Valbuena : (8/10) Takımın en çok isteyen oyuncusu hep Valbuena. Girdikten sonra 2 gole katkıda bulunacağını düşünüyordum ama 1 gol atmakla yetindi. Haftaya kendisini sol açıkta görmeyi diliyorum.

Mauricio Isla : (7/10) Sakatlık sonrası kısa da olsa forma şansı bulması olumluydu. Haftaya yerini alır ve bıraktığı yerden devam eder umarım.

Oğuz Kağan Güçtekin : (7/10) Takımın geleceği bu çocuk, sezon boyu şans verip kazanmak gerek.

Aykut Kocaman : (9/10) Forvet tercihi tartışılır olsa da kazandığı için sonuna kadar haklı. Rakibi iyi analiz etmiş, kanatlardaki üçgenlerle boş alanlar yakalayıp goller buldu. Gerekeni yapacağım dedikten sonra 4te 4 ile devam ediyor. Bir kaç galibiyet daha alırsa liderlik koltuğuna oturur.

Özetle; Giuliano gibi bir futbolcun varsa yediğin golden korkma! Doğru pozisyonda oynayınca kalitesini sahaya yansıttı ve takımı yeniden zirveye ortak hale getirdi. Stadyumdaki 35bin taraftarın desteğini arkasına aldıkça bu takım daha da yukarı gider. Yeter ki okyanusları geçerken derede boğulmayalım!