17 Mart 2018 Cumartesi

Gerçek Derbi Bu Mu?

Fenerbahçe dediler, Galatasaray dediler, dünya derbisi dediler...
84 ülkede canlı yayınla takip edilecek dediler.
Beşiktaşlılar derbi görsün dediler.
Şampiyonu belirleyecek derbi dediler.
20 senelik serüven dediler.
O sene bu sene dediler.

Arkadaş..
Tüm bunları dediniz, iyi güzel de ortada futbol var mı?
Derbiden anladığımız bu mu?
Ülkenin en "derbisinde" futbol kalitesi bu düzeyde mi olmalı?

Son 10 sene içerisinde Fenerbahçe - Galatasaray rekabetinde 8. kere 0-0'lık sonuçla karşılaşıyoruz. Bunların 3 tanesi Aykut Kocaman - Fatih Terim arasında. Tesadüf mü? Bence hayır. Kadıköy'de Galatasaray'a karşı 1 galibiyet, 4 beraberlik performansıyla devam ediyor Aykut Kocaman. Galatasaraylılar rahmetli Aragones, İsmail Kartal ve hatta Dick Advocaat karşısında söyleyemedikleri kadar çok kullandılar "o sene bu sene" kalıbını Aykut Kocaman karşısında.

Maç öncesi kadroda sürprizler hazırlamıştı Aykut Kocaman. Alışageldiğimiz kadroda yer alan Mauricio Isla, Aatıf Chahechouhe ve Jose Fernandao yerine Şener Özbayraklı, Mehmet Ekici ve Roberto Soldado vardı. Topa daha hakim ayakların sahada olmasıyla topun daha çok Fenerbahçe'de olacağı izlenimine kapıldım maçtan önce. Fatih Terim ise iyileşen Fernandao dışında ideal kadrosuyla sahadaydı. 

İlk 15 dakika birbirini tartan boksör gibiydi iki takım. Gomis'in çaprazdan attığı şut dışında top neredeyse 2. bölge dışına çıkmadı bile. Fenerbahçe biraz yüklenir gibi görünse de becerikli ayakların beceriksizlikleri nedeniyle topu filelerle buluşturamadı. Sahada öyle bir hava vardı ki sanki iki takım da 70. dakika 0-0 geçilsin de sonra bir tane sıkıştırırsam galibiyeti koparırım düşüncesindeydi. Hatta hakem de etliye sütlüye karışmadan, deplasman takımını ezdirmeden maçı bitirmek istiyordu. Hal böyle olunca ve Giuliano, Fernandao ve Tolga Ciğerci maçın başından beri bekleneni beceremeyince maç berabere sona erdi.

Bu beraberlik herkesin işine yaradı desek çok yanlış olmaz. Galatasaray galip gelememe serisini kıramadı belki ama 6 puan farkı ve ikili averaj avantajını korudu. Beşiktaş ve Başakşehir iki rakibin toplamda 4 puan kaybettiği haftada şampiyonluk için iştahlandı. Fenerbahçe kritik başkanlık seçimi öncesi namağlup seriyi sürdürdü, aynı zamanda zor maçlarını tamamlayıp rakiplerin puan kaybını beklemeye başladı. Kısacası üzüleni olmayan bir derbi oldu bu.

Volkan Demirel : (8/10) Galatasaray derbilerinde elit kaleci sınıfında performans gösteriyor. Maicon'un frikiğinde Volkan Demirel kontrolünde direkten dönen topa şahitlik etmemizi sağlamayıp atlasa daha iyiydi.

Şener Özbayraklı : (7/10) Bolca bindirme yaptı ancak ortalarının isabet oranı 0 düzeyindeydi. Rakibinden sıyrıldıktan sonra kafayı kaldırıp orta yapmayı öğrenmeli ancak 28 yaşından sonra zor o iş.

Roman Neustadter : (6/10) Bugün vasat bir performans sergiledi. İkili mücadelere Garry Rodrigues'e kaptırdığı toptaki hatayı Gomis'in vuruşunu bloke ederek eşitledi.

Martin Skrtel : (7/10) Tecrübesiyle rakiplere hava topu bırakmadı. Rakip ceza alanı içinde yapılan penaltı çalınsa maçın yıldızı konumuna yükselebilirdi.

Hasan Ali Kaldırım : (4/10) Bir pozisyonda topu vurup Martin Linnes'in içinden geçmeye çalıştı. Birinde de 5 metre ötesinde Linnes varken yaptığı ortayı Linnes'in bacağına nişanlamayı başardı.

Nabil Dirar : (5/10) Takımı ileri taşımaya çalıştı, sağ kanatta iyi bindirmeler yaptı. Soldado'ya çıkardığı top derslikti ama maçın genelinde vasatı aşamadı.

Mehmet Topal : (7/10) Orta sahanın tüm mücadele yükünü çekti. Gomis'in topla buluşmasına en büyük engeldi.

Josef Souza : (3/10) Daha önce oynadığı derbilerde genellikle konsantrasyonuyla ön plana çıkan Josef bugün sahanın en kötüsüydü. Kart görmek için didinip durdu. Topu rahatlıkla ileri taşıyabileceği pozisyonlarda topu aldığı yere vermeyi tercih etti.

Mehmet Ekici : (4/10) Sezon başından bu yana sakatlıklarla boğuşan Mehmet Ekici sezonun en kritik maçında ilk 11deydi ancak yanlış pozisyonda oynatılmanın sıkıntısını çekti. Katkı sağlamak istediği için topla fazla oynamaya çalıştı ve çok top ezdi. Josef'in kötü performansı üzerinde orta sahaya kaysa çok daha verimli olabilirdi.

Giuliano Victor de Paula : (4/10) Günün hayal kırıklığı Giuliano. Taraftarın veliahtı olarak gördüğü Alex de Souza tribündeyken Giuliano Alex'in derbi performanslarının çok uzağında kaldı. Maç içinde fazlasıyla saklandı, yakaladığı tek net pozisyonu cömertçe harcaması klasına yakışmadı.

Roberto Soldado : (6/10) Tek forvette görevini başarıyla yerine getirdi, takım arkadaşlarına iyi duvar oldu. Dirar'ın getirdiği topta yerden vurup rakibe takılmak yerine gol yapsa günün kahramanı olurdu.

Alper Potuk : (5/10) Girişiyle taktik 4-2-3-1'den 4-4-2'ye değişti adeta ama kelebek etkisinden fazlasını yaratamadı.

Jose Fernandao : (4/10) Oyuna girdikten sonra çok sayıda yüksek topu indirdi ve etkili oldu. Ancak ceza sahası içinde kaçırdığı pozisyon affedilir gibi değil, onu atamayacak santraforun Fenerbahçe'de işi yok!

Mathieu Valbuena : (6/10) Maç elden gidiyor, yetiş ya Valbuena modunda oyuna girdi. Toplam 13 dakika forma giydi, 15 kere topla buluştu ancak kısıtlı sürede mucize beklemek doğru değil. Gerçekten verimli olması için 45te oyuna girmeliydi.

Aykut Kocaman : (4/10) Sınıfta kaldın Aykut Kocaman. Sahaya sürdüğün kadro doğru gibi görünse de dersini yeterince çalışmadığını gösterdi sahadaki futbol. Rakip savunmanın basit hataları üzerinde bir kaç gol pozisyonu beceriksizler yüzünden heba oldu. Onların biri gol olsa bugün kocaman umutlarımızın sahibiydin ancak sen kulübedeyken her sene Kadıköy'de 3 puan garanti diyemiyoruz maalesef. Evet, iyi yaptığın işler var, evet, hakemler önünü kesiyor, evet, saha dışı unsurlarla da mücadele etmek zorunda kalıyorsun belki. Ama şu kritik maçı alamadıktan sonra bunların hepsi boş Aykut Hoca. Kalan 8 maçta 8 galibiyet alsan bile şampiyonluk çok çok uzak. Takımı nasıl motive edeceksin bakalım.

Özetle; derbilerin derbisi kimseyi üzmeden sona erdi. Son 10 senede 8 kere 0-0 biten süper derbi olur mu? Bence olmaz, bence artık biraz futbol lazım. Bence artık sahaya kaybetmemek için çıkmak değil de yerde yatmadan, rakibin üzerine oynamadan, kaliteyi ortaya koyarak, taraftarı memnun ederek kazanmak için çıkmak lazım. Tabii bunlar bir taraftarın talebi, teknik direktör ve futbolcular kendi dünyalarını yaşıyorlar. Ben taraftar olarak kazanamadığımız derbinin ve belki kaçan şampiyonluğu acısını yoğun bir biçimde yaşarken onlar evlerinde pazartesi günü yatacak maç başı primi düşünüyorlar. Gerçek derbi bu değil, ben gerçek derbi istiyorum!

1 Mart 2018 Perşembe

IQsu Düşük Futbolcular

Transfer döneminde bir futbolcu imza atarken bir çok sayı konuşuluyor. Bonservis, garanti para, maç başı, puan başı, gol başı ücret.. Taraftar o anın heyecanıyla çok önemli bir detayı unutuyor belki de, o da futbolcunun IQ seviyesi.. Ulu önder Atatürk'ün zeki, çevik ve ahlaklı sporcu üçlemesindeki zeki sıfatını belirleyen IQ seviyesi.. Ligimizde forma giyen oyunculara IQ testi uygulansa ortalama sonucun çift haneli çıkacağı hepimizin malumu. Ancak bugün Beşiktaş - Fenerbahçe maçında forma giyen üç tanesi var ki, onlarınki tek haneye epey yakın. Zira bu maçta yaşanan olaylara mantık çerçevesinde başka açıklama bulamıyorum.

Maçın öncesine gidelim. Haftasonu derbiyi 90 dakika izleyemediğim için yorum yazmadım. Özet üzerinden yazacak olsam Aykut Kocaman'ın oyuna müdahaleler konusundaki yetersizliğinden ve gole en yakın ikili olan Giuliano ve Fernandao'nun 75. dakikadan sonra topa sadece Beşiktaş golleri sonrası santra vuruşlarında dokunduklarını yazardım. Beşiktaş ezici bir oyunla hak ederek galip geldi. Kupa maçında benzer bir manzara Aykut Kocaman için sıkıntılı günlerin başlangıcı anlamına gelecekti. İki takım da hafta sonu yorulan yıldızlarını kenara almayı tercih etmişti. Beşiktaş 5, Fenerbahçe 7 yeni oyuncuyla sahadaydı hafta sonuna göre. Tabii hafta sonu oynanan lig maçının telafisi nispeten mümkündü ancak kupa maçı 180 dakikalık bir serüvendi ve maç 0-0 başlıyordu.

Beşiktaş bu sefer maçın başında üstünlüğünü kabul ettirdi ve ilk 15 dakika içerisinde öne geçmeyi de başardı. Fenerbahçe'de Mehmet Topal Avrupa ve ligden sonra kupada da bireysel hata yaparak halkayı tamamlamayı başardı. Aynı Mehmet Topal 4 dakika sonra kariyerinin en iyi asistlerinden birine imza atarken Roberto Soldado golcülüğünü konuşturdu. Skora gelen dengeyle oyun da dengelendi. Yorgun iki boksör gibi dakikaların geçmesini bekliyordu adeta iki takım da. Derken bir ikili mücadelede tartışan iki futbolcunun arasına giren sarı kartlı Alper Potuk rakibini iterek hakeme "bana ikinci sarıyı gösterir misin lütfen" dedi. Muhteşem bir zeka ürünü olan bu hareket sonucu Fenerbahçe 10 kişi kaldı. 10 kişi kalınca gelen enerji Mehmet Ekici'nin zekası ve Şener Özbayraklı'nın şansıyla birleşince Fenerbahçe 1 kişi eksiğe rağmen öne geçmeyi başardı. Tabii şans derken pozisyon gol olmasa Vida'ya kırmızı kart ve penaltı ile sonuçlanması daha iyi bir şans mı olurdu bilemiyorum. Devreden hemen önce gelişen Beşiktaş kontra atağında Lens yaklaşık 50 metre önüne kimse çıkmadan top sürdü ve son vuruş öncesi gereğinden fazla bekleyince Hasan Ali yetişti ve pozisyonunu bozdu. 

Devre arasında Şenol Güneş rakibin eksik olmasının avantajını kullanmak adına iki yıldız kanat oyuncusunu sahaya sürdü. Bunlardan IQ'su düşük olanı bugün oynamak istemiyor olacaktı ki 6 dakika sonra kırmızı kart görmeyi başararak rüzgarı Fenerbahçe lehine çevirdi ve Şenol Güneş'in baskı planları suya düştü. 45-75 arası bölümde Beşiktaş çizgilerden ortalarla etkili olmaya çalışsa da Volkan Demirel'i pek zorlayamadılar. Ne var ki ikram sırası Volkan Demirel'deydi ve maçın başından beri ikinci sarı kartını görmek için kaşınan IQ'su düşük futbolcuya hakem Fırat Aydınus daha fazla tahammül edemedi ve onu da soyunma odasına gönderdi. Böylece rüzgar bir kere daha yön değiştirdi ve Beşiktaş 1 fazla oynamanın avantajını şansın da yardımıyla gole çevirdi. 2-2'den sonra bolca yan ortaya rağmen gol bulamadılar ve kupa yarı finalinin ilk ayağı 2-2 sona erdi.

Volkan Demirel : (1/10) Ne kadar kurtarış yaparsa yapsın, isterse 90'da penaltı çıkarsın.. Bu kaleye layık değil, bu kadar kolay kart görmenin altında nasıl bir gerçek yatıyor merak ediyorum.

Şener Özbayraklı : (9/10) Fenerbahçe adına derbinin yıldızı. Hafta sonu da kötü değildi, hatta bir şutunu Medel çizgiden son anda çıkarmıştı. Bugün golüyle ve savunmadaki müdahaleleriyle beraberlikte önemli bir pay sahibi oldu.

Roman Neustadter : (7/10) Hafta sonu oynanan maçta Negredo karşısında zayıf kalmış olsa da bugün Skrtel ile beraber savunmayı toparlamayı başardı.

Martin Skrtel : (7/10) Savunmanın lideri kendini iyice özletmişti, geri dönüşüyle beraber hava toplarındaki etkinliğimiz gözle görülür ölçüde arttı.

Hasan Ali Kaldırım : (7/10) Hafta sonu forma şansı olsa Quaresma'ya bu kadar alan bırakmazdı ve maç daha farklı sonuçlanabilirdi belki. Bugün Lens'i ve Gökhan'ı tek başına iyi durdurdu.

Aatıf Chahechouhe : (4/10) Neden oynadığını bilemiyorum, olay gerçekten sadece koşu mesafesi ise ben de 1 aylık idman sonrası rahatlıkla girerim şu takıma. Aatıf'tan da fazla katkı vereceğimi garanti ederim. Bugün ceza sahası dışından burunla şut çekmeye çalıştığını da tarihe not olarak düşelim.

Mehmet Topal : (7/10) Alınan beraberliğin kahramanlarından o da. Hafta sonu 90 dakika oynadığı yetmezmiş gibi bugün 30 dakikadan uzun bir süre 10 kişi, 15 dakika ise 9 kişi oynayan takımın açıklarını kapadı.

Josef Souza : (6/10) Pazar gününden sonra mücadele gücü biraz düşük göründü gözüme. Gayet kabul edilebilir bir durum tabii ama sezon genelinde ikinci yarıda bir düşüş yaşadığını söylemek mümkün.

Mehmet Ekici : (8/10) Sen neredeydin be adam! Sen sakatlanmasan biz şu an liderdik biliyor musun? Sahadaki sakinliği, topa hakimiyeti ve oyun görüşü bu takımda sayılı oyuncuda var. Giuliano ve Valbuena ile beraber oynadığı takdirde performansını katlayacağını düşünüyorum. Çalışmaya ve kuvvetlenmeye devam Ekici!

Alper Potuk : (1/10) Bir başka umutsuz vaka. Futbola sarı kart kuralının neden eklendiğini anlatmak gerek kendisine. Bu tür hareketleri yapma, yoksa oyundan atılırsın demek olduğunun farkında değil sanırım.

Roberto Soldado : (7/10) İspanyol golcü bugün tek bir pozisyonda sahneye çıktı, onda da tam olması gereken yerdeydi. Bu maç onun maçı değildi ne yazık ki, zorunluluktan oynadı. İç sahada kurtaracağı maçlar olacak önümüzdeki haftalarda.

Nabil Dirar : (6/10) Topla oynayıp takımı ileri taşımak için oyuna girdi ancak takım eksik kalınca tüm gücünü savunma yönüne kullanmak durumunda kaldı.

Mathieu Valbuena : (7/10) Kariyerinde belki de ilk defa tek santrafor oynadı ve Pepe'den kafa topu almayı başardı bir kaç kere. Futbolcu zeki olunca fizik, kondisyon vs bir yere kadar önem arz ediyor, önemli olan futbolcunun aklıyla oynaması.

Carlos Kameni : (4/10) Oyuna ısınamadan girdi ve bunun doğal sonucu olarak golü kalesinde gördü.

Aykut Kocaman : (7/10) Hafta sonundan bu yana geçen kısa arada takımını aynı rakibe karşı yeni bir maça motive etmeyi başarmış, kötü ve yetersiz denilen kadrosundan 7 farklı oyuncuyla sahaya çıkmış Aykut hoca. Oyunun gidişatı gereği yapabileceği mantıklı hamleleri yaptı, muhtemelen Giuliano kozunu son çeyrek saate saklamıştı ancak Volkan planları bozdu. Bu maçla beraber Fenerbahçe'nin başında çıktığı son 15 kupa mücadelesinden namağlup ayrılmayı başardı Aykut Kocaman, kupanın artık bir önemi kalmış olmasa da önemli bir istatistik!

Özetle; 4 günde iki derbi bizim futbolculara göre değilmiş. Bunun farkındaki teknik direktörler de sahaya diri takımlarını sürmeyi tercih ettiler. Yaşlı Beşiktaş yoğun tempoda hafif gördüğü bu maçta dinlenmeyi tercih etti, Fenerbahçe hafta sonu sahada ezildiği rakibine karşı onur mücadelesinden beraberlikle ayrıldı ve rövanş maçı öncesi avantaj elde etti. Bakalım takımların yorgunlukları hafta sonu oynanacak kritik lig mücadelelerine nasıl yansıyacak?

Bir dipnot da Quaresma'ya; bir sezonda oynanan 3 derbinin ikisinde kırmızı görüp birinde maçın yıldızı olan 7 numaraya Ricardo Quaresma denir. 4. derbide kırmızı kart görmeyeceğini iddia eden var mı?