28 Kasım 2016 Pazartesi

Derede Boğulmadan Geçmek

Fenerbahçe son haftalarda rüzgarı arkasına aldı ve dolu dizgin devam ediyor. Son 7 resmi karşılaşmayı kritik eksikleri olmasına rağmen kazanmayı başardı ve toplamda 20 gol atarken kalesinde sadece 3 gol gördü. Bu dönemde yakalanan ivme ile takım lig tablosunda 3. sıraya yerleşirken, UEFA Avrupa Ligi'nde de gruptan çıkma yolunda önemli adımlar attı.

Rize deplasmanı Fenerbahçe için dere niteliğindeydi. Galatasaray maçının galibiyet sarhoşluğunu atamadığımızı Zorya Luhansk maçında gösterdik, kısır geçen maçı tecrübeyle kazanmayı bildik. Dün puan sıralamasında 1. ve 2.'nin müsabakası berabere bitince Rize maçı bir anda önem kazandı. Zira haftaya rakip Beşiktaş olacak ve sezon başından beri zirveye ilk kez bu kadar yaklaşma fırsatını yakalamış olacağız. Rüzgarın arkamızda olması büyük bir avantaj önümüzdeki haftaki maç için, ancak arada henüz oynanmamış Rize maçı beni korkutuyordu.

Advocaat sahaya yine esnek bir hücum hattıyla çıkmıştı. Takımın gerideki 7 oyuncusunu ezbere sayabiliyoruz artık, bu 7 oyuncu ceza ve sakatlık haricinde galibiyet serisinin başından bu yana beraber oynuyor. İstikrar da başarıyı getiriyor. Hücum hattında ise iki mevkiide oynayabilen, oyun içinde gerektiğinde farklı mevkiiye kayabilecek 4 oyuncu vardı. Maçın başında gelen gol beni endişeye sevk etse de Moussa Sow ilk yarı bitmeden üç gol buldu; önce sol, sonra sağ ayağıyla, en sonunda kafa vuruşuyla. Ardarda gelen gollerle Rize bir anda dağıldı ve maçın geri kalanında direnç gösteremedi. İkinci yarıda rahatlayan oyunla beraber Aatıf Chahechohue ve İsmail Köybaşı'nın golleri de geldi ve maç 5-1 gibi farklı bir sonuçla tamamlandı.

4-3-3 düzeninde sol ve sağ açığın skor katkısı çok önemlidir. Geçen sene kasım ayı sonuna kadar açıkta oynayan Luis Nani, Lazar Markovic, Volkan Şen ve Alper Potuk toplam 8 gol bulurken bu sezon açıkta oynayan Aatıf Chahechohue, Volkan Şen, Alper Potuk, Miroslav Stoch ve Moussa Sow tam 16 gol buldular. Fenerbahçe'nin en son hat-trick'i yine Moussa Sow'a aitti 21 Eylül 2013'teki Elazığspor maçında. İlk yarıda yapılan en son hat-trick'i hatırlamakta güçlük çekiyorum.

Maçın kilit noktalarından biri sol açıkta oynayan Aatıf Chahechohue'nin orta alana yardıma gelip top dağıtımına katılırken Moussa Sow'un Robin van Persie'ye yaklaşıp gol kovalaması oldu. Zira üç gol de Moussa Sow'un içeride bulunduğu pozisyonlarda geldi. Öte yandan sarı kart cezası sınırında olan Martin Skrtel oynadığı 65 dakika içinde 19 doğru pas ile %100 isabet yakaladı ve rakibi Leonard Kweuke'yi temiz müdahalelerle durdurmayı başardı. Fenerbahçe'nin kaleyi bulan 6 şutunun 5'i gol oldu, sadece van Persie kaleciye takıldı. Ayrıca Fenerbahçe ilk yarıda ceza sahasına 3 isabetli ortadan 3 gol çıkarmayı başardı.

Volkan Demirel : (7/10) Yere yatmadan geçen maçlarından biri daha. Yediği golde yapacak bir şeyi yoktu, farkın artmasıyla laubali tavırlar içine girmese daha hoş olurdu.

Şener Özbayraklı : (8/10) Sağ kanatta çok çalıştı. Önünde oynayan Moussa Sow'un forvete kayması nedeniyle kanadı tek başına savundu ve oldukça başarılıydı.

Simon Kjaer : (5/10) Maçın başında geç kaldığı iki poziyondan birinde sarı kart gördü, diğerinde adamını kaçırıp gole sebep oldu. Top ayağındayken baskı altında hataya müsait bir futbolcu ancak Rize'nin hücum hattı organize halde baskı yapamayınca top kaybı sayısı azaldı.

Martin Skrtel : (9/10) Sarı kart cezalısı durumuna düşmemek için dikkatli oynadı. Bildiğimiz temiz savunmacı oyununu iyi bir performansla sergiledi. Son haftalarda pozisyon vermiyor olmamızda büyük payı var.

Hasan Ali Kaldırım : (7/10) Hücuma destek vermeye çalıştı, ayağına gelen topları kaybetmeden pas trafiğini yönlendirmeyi başardı. Fiziksel ve mental olarak yoruldu bu dönemde ancak kadroda sürekli 11'de yer alarak ödülünü alıyor.

Mehmet Topal : (8/10) Zorya maçındaki vasat performansının ardından bu maçta parladı ve kendine geldi. Moussa Sow'a yaptığı asistte pas aslında kötü olsa da Sowaşata harika bir gole imza attı. Beşiktaş karşısında büyük görev düşecek.

Josef de Souza : (7/10) Son haftaların formda oyuncusu bugün biraz daha dinlenmeyi tercih etti. Orta sahada savunma yönünde görevini eksiksiz yerine getirdi, hücuma pek destek vermedi.

Alper Potuk : (8/10) Orta sahada topu yönlendiren isim oldu ve gerçek bir 8 numara gibi oynadı bugün. Advocaat'ın verim almayı başardığı isimlerin başında geliyor. Duran toplardaki isabeti artarsa Lens'ten sonra duran toplar ona emanet olabilir.

Moussa Sow : (10/10) Sağ açıkta oynayıp ilk yarıyı hat-trick ile tamamlayan bir oyuncuya 10 verilmez mi? Yine Sowaşata'lığını gösterdi, normal gol atmayı pek sevmiyor sanırım. Takıma çok şey kattığı ortada.

Robin van Persie : (7/10) Bugün gününde değildi, rakip stoperle maçın başından itibaren itişmeye başladı ve aklı maç boyu onda kaldı muhtemelen. Hakemin bir kaç hatalı kararı da bunda etkili oldu. Gollerini haftaya sakladığını umuyorum.

Aatıf Chahechohue : (9/10) Avrupa kadrosunda olmadığı için lig kadrosunun yıldızı olarak devam ediyor. Galatasaray maçında yedekti ancak bu maçta bıraktığı yerden devam etti. Kanatta oynadığı zaman daha verimli oluyor.

Roman Neustadter : (7/10) Maçın koptuğu bölümde Martin Skrtel'in sarı kart riskini ortadan kaldırmak için oyuna girdi. Etliye sütlüye karışmadı.

İsmail Köybaşı : (8/10) O da Hasan Ali'yi dinlendirmek için oyuna girdi, rakip 10 kişi kalınca hücumda da etkili oldu. Ödülünü de 90. dakikada frikiği harika bir gole çevirerek aldı. 6 sezonluk Beşiktaş kariyerinde attığı toplam golü Fenerbahçe'de 12. haftada yakalamış olması da güzel bir anektod.

Volkan Şen : (6/10) Oyuna girdikten sonra deparlarıyla farkı arttırabilirdi, güzel bir pasında van Persie'nin şutu kaleciye takıldı. Oynadığı süre 10 dakika olacak ancak hızlı hücumda pas tercihi kendisi olmayınca oyuna küsüyor. Böyle yaptıkça kulübede daha çok yedek kalır. Yeteneklerine düşman bir psikolojisi var adeta.

Dick Advocaat : (9/10) İki derbi arasında zor bir deplasmanda takımı iyi motive etmeyi başardı ve zor başlayan maçta farklı bir galibiyet aldı. Oyuncu değişiklikleri yerindeydi, takımdaki çoğu futbolcudan verim ve ekstra katkı almaya başladı. Beşiktaş karşısında en zor sınavını verecek ve galip geleceğine inanıyorum.

Özetle; iki derbi arasında geri düştüğümüz maçta 5 golle ayağa kalkmak kolay iş değil. Yoğun maç trafiğini minimum rotasyon ile geçiriyoruz ve galibiyet serisi 7 maça çıktı. Zirvedeki rakiplerin puan kaybıyla iştahımız iyice arttı ve son 9 haftanın lideri durumundayız. Halen ilk 3 haftada kaybettiğimiz puanları telafi etmeye çalışıyoruz ancak bu istikrarla devre arasına kadar sağlam adımlar atacağız umuyorum. Cumartesi günü güzel ve kaliteli bir derbi bekliyor bizi, bol gol pozisyonu olan, kör dövüşünden ziyade iyi futbolun sahada olduğu bir derbi istiyorum. Tribünlerin boş kalmayacağına eminim. Dereyi atlattık, sıra denizde..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder