Üniversitede çok sevdiğim bir antrenörüm vardı futbol takımında. Derdi ki; kalecin günündeyse 1 puan cepte demektir, üzerine forvetin de günündeyse 3 puanı alırsın. Bugün aynen onun söylediği gibi bir gündü ama Volkan Demirel öyle bir performans gösterdi ki tek başına 3 puanın sahibi oldu.
Beşiktaş ve Galatasaray'ın puan kaybettiği haftada soğuk pazartesi akşamında rakip dirençli Gençlerbirliği'ydi. Maç zaten zor geçecekken üzerine maçın başında Robin van Persie sakatlanınca işler bir kat daha zorlaştı. Yetmezmiş gibi sezonun yıldızı Jeremain Lens en kötü maçını oynuyordu bugün. Kağıt üzerinde en doğru kadro sahada olsa da oyun olarak rakip Gençlerbirliği çok üstündü. İlk yarıda tehlikeli pozisyonları yakalayan yine onlardı ancak golü bulan Fenerbahçe oldu. Jeremain Lens'in sağ kanattan getirdiği topta attığı milimetrik pası Moussa Sow gole çevirdi.
İlk yarının sonunda gelen gol Dick Advocaat'ın elini rahatlattı. Maçın başında Robin van Persie'nin sakatlığı nedeniyle yapılan ilk değişiklikten sonra berabere geçen ve oyun kalitesi olarak bekleneni veremeyen ilk yarı sonrasında oyuna müdahale etmesi gerekirdi ve elindeki opsiyonlar devre arasında azalacaktı. Gelen gol Fenerbahçe'ye geriye çekilerek direnme gücü verirken Gençlerbirliği'nin hücum iştahını arttırdı. İkinci yarıda Volkan Demirel sezon başından bu yana yaptığı toplam kurtarış kadar top kurtardı ve maçın adamı oldu. Son dakikalarda iki kontraatakta gelen Moussa Sow ve Jose Fernandao golleri ise maçı olduğundan çok farklı gösterdi.
Gençlerbirliği'ni tebrik etmek gerek, sezon başından bu yana Manchester United, Monaco, Feyenoord, Beşiktaş, Galatasaray gibi takımların yapamadığını yapıp baskılı oynadılar ve tam 9 gol pozisyonu yakaladılar. Şanssızlıkları kaleci Volkan Demirel'in bugün gol yememek için sahaya çıkmış olmasıydı. Maçtan sonra Ümit Özat da pısırık oyunla 1 puan almaktansa açık oynayıp 3 puan almayı çabalamayı tercih edeceğini söyledi. Yalnız devre arasında yaptığı Rantie - Landel değişikliğine anlam veremedim.
Volkan Demirel : (10/10) Maçın kahramanı. Uzun zamandır bu kadar iyi bir kaleci performansı izlediğimi hatırlamıyorum. Maçın başında 2 pozisyonda gereksiz yere kalesini terk edip tehlikeye neden oldu ama bugünkü performansına gölge düşürmedi.
Şener Özbayraklı : (8/10) Van der Wiel'in resmen kadro dışı bırakılmasıyla mevkiinin tek sahibi oldu. Bugün iyi bir performans sergiledi. Önünde oynayan Jeremain Lens tutuk bir günündeydi ancak Şener ekstra performansla onun açığını da kapadı.
Simon Kjaer : (6/10) Vasat bir günündeydi, takımın gol yemediği bir günde aldığı not şaşırtıcı olabilir ancak sezon başından beri en iyi savunduğumuz bölgenin bugün bu kadar pozisyona maruz kalmasında payı var.
Martin Skrtel : (6/10) O da bugün alınan üç puan için Volkan Demirel'e teşekkür borçlu. Böyle bir günde dahi gol yemeyen bir savunmamız olması işin sevindirici yanı. Trabzon deplasmanında cezalı duruma düştü, Noel cezası değildir umarım.
Hasan Ali Kaldırım : (7/10) Sol kanatta ileri geri çalıştı. Kapasitesinden fazlasını beklemek yanlış. Olduğu kadar oynuyor zaten. Volkan Şen'in verimsiz olması nedeniyle hücumda o da etkisiz göründü.
Mehmet Topal : (5/10) Orta sahanın çapası bugün kötü günündeydi. Göbekten çok sayıda gol pozisyonu verdik, hava toplarında etkisiz kaldı.
Josef de Souza : (6/10) Orta sahanın mücadele yükü yine onun omuzlarındaydı. Savunmada görevini yerine getirdi ancak hücuma neredeyse hiç katkı vermedi. Hal böyle olunca ileride hiç çoğalamadık.
Jeremain Lens : (7/10) Günü iki asistle kapattığı için puanını yüksek verdim yoksa asistleri harici olumlu hareketi olmadan maçı tamamladı neredeyse. Bugünlük böyle olsun, haftaya alıştığımız Lens'i bekleriz.
Alper Potuk : (6/10) Geçen haftalarda sergilediği iyi performanstan uzaktı bugün. Orta alanda topu ayağında tutup takımın ileri çıkmasını sağlayamadı. Forvete yakın oynayamadığı için o bölge çok boş kaldı.
Volkan Şen : (5/10) Günün kötülerindendi, rakip sağ bek Ahmet Oğuz bütün ikili mücadelelerde üstün geldi. Devre arasında Aatıf hamlesini beklerdim ancak Advocaat iyi sabretti kendisine.
Robin van Persie : (5/10) Topa 3 kere, rakibe hiç dokunmadan oyundan çıktı. Sakatlığı neydi anlayamadım.
Moussa Sow : (9/10) Günün ikinci kahramanı. Attığı ilk golü Robin van Persie atamazdı sanırım, pozisyonda golü kokladı adeta. "Düzgün" gollerine alışık değiliz, bugün iki tane daha atarak gol krallığında 6 gole yükseldi.
Ozan Tufan : (7/10) Direnci kırılan orta sahayı ayakta tutmak için oyuna girdi. Eski formuna ulaşmak için devre arası çok işine yarayacak. Üçüncü goldeki asisti güzeldi ve moral verdi.
Jose Fernandao : (7/10) Gençlerbirliği'nin yüklendiği dakikalarda topu ileride tutmak için oyuna girdi. Sakatlığını tamamen atlatmış olacak ki üçüncü golde güzel bir verkaç sonrası gol vuruşuyla istatistik tablosuna adını yazdırdı.
Dick Advocaat : (7/10) Sahaya sürdüğü kadro doğruydu ancak rakip karşısında bu kadar ezilen takıma bir çare bulamadı. Golü bulduktan sonra rakip baskıyı iyice arttırdı, neyse ki Volkan Demirel imdada yetişti ve galibiyette büyük pay sahibi oldu.
Özetle; toplam 13 gol pozisyonunun olduğu maçı 3-0 Fenerbahçe kazandı ve maçın kahramanı Volkan Demirel oldu. Şu cümle maçın ne kadar değişik olduğunu özetliyor. Özeti izleyen biri gol vuruşlarına kadar olan kısımları izlese maçı Gençlerbirliği'nin farklı kazandığını düşünebilir. Sezon başından bu yana ilk kez kalecisiyle kazandı Fenerbahçe. Volkan Demirel'in özgüven tazelemesi adına da iyi bir karşılaşma oldu. Önümüzdeki Trabzon, Adana ve Başakşehir maçlarından 9 puanla ayrılırsak zirveye iyice yaklaşırız. Geçen hafta elimizdeki tek mağlubiyet kozunu kullandık, uzun bir galibiyet serisi yakalamamız gerekiyor artık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder