17 Eylül 2017 Pazar

İyiler, Vasatlar, Kötüler

Yazıya "takipçilerden" özür dileyerek başlayalım. Rezalet olarak nitelendirilebilecek maçlar serisi boyunca köşe yazılarından uzak durdum, açıkçası elim yazmaya gitmedi. Gitse de yazacak çok şey yoktu. Neyse, şimdilik yazılara dönme kararı aldım, umarım takımın performansı da artarak devam eder.

Kritik bir eşikteydi Fenerbahçe bu hafta. 4 haftada alınan 5 puandan sonra lige havlu atmak üzere olan Fenerbahçe bu hafta da puan kaybetse sezonu çöpe atacaktı. Zira rakipler bu sezona iyi kadrolarla, hem de çok formda biçimde başladılar. Galatasaray saldıran hücum hattıyla tek kulvarda ilerlemenin avantajını kullanırken, Beşiktaş deplasmanda Porto'yu devirerek gövde gösterisi yapıyordu adeta.

Sahaya çıkan 11'de yine "korkak" bir Fenerbahçe görüntüsü vardı. Kaybedilen Başakşehir maçının son yarım saatinde çift forvetli düzenin yanı sıra bu hafta içi antrenmanlarda çift forvet sinyallerine dair gelen haberler geçici bir hayalmiş meğer dedirtti. Kalede şaşırtıcı bir şekilde Kameni görev alırken savunmada mecburi Skrtel - Neustadter değişikliği harici ideal dörtlü sahadaydı.

Sahaya diziliş 4-2-3-1 gibi görünse de 4-3-2-1 gibi oynuyor Fenerbahçe. Bu sebeple Dirar iki haftadır sağ iç gibi oynuyor. Ortada Josef, sol içte ise Ozan oynuyor. Sol açıkta Valbuena, sağ açıkta Giuliano içeri kat ederek ilerideki Janssen'e yaklaşıyorlar ve beklerin önünü açıyorlar. Takım savunmaya geçtiğinde ise Valbuena ve Giuliano'nun savunmaya yardımlarının zayıf olması nedeniyle hücum yönüne göre orta üçlü o kanada doğru kayarak alan daraltmaya çalışıyor.

Fenerbahçe'nin yıllardır kronikleşen yalnızları oynayan forvet sıkıntısına gebe bir maç gibi görünüyordu maç öncesi. Ancak maçın ilk 15 dakikasında Janssen özlem duyduğumuz forvet performansını gösterdi ve semeresini de takipçiliği sayesinde 17. dakikada golle buluşarak aldı. Bu gol aynı zamanda sezonun 9. resmi maçında forvet oyuncularımızın attığı ilk goldü. Golden sonra Fenerbahçe alıştığımız rölanti oyununa dönerken savunmanın rakip paslaşmaları fazla rahat bırakması sonucu golü kalesinde gördü. İşler yeniden mi karışıyor derken sahneye Valbuena çıktı ve şık bir golle Fenerbahçe'yi yeniden öne geçirdi. Bu gol Alanyaspor'u da moral olarak çökertti ikinci yarı öncesi.

İkinci yarıda oyunun hakimi Fenerbahçe'ydi, Alanyaspor neredeyse hiç tedirgin edemedi. Janssen'in bireysel çabası sonrası kaptığı topla yaptırdığı penaltı Niang'dan bu yana fazlasıyla özlediğimiz forvet performansına güzel bir örnekti. Penaltıdan gelen gol sonrası maç iyice koptu, son dakikalarda Valbuena'nın golü ise skoru belirledi.

Carlos Kameni : (7/10) Yediği golde yapacak bir şeyi yoktu, çıkarsa ekstra iş yapmış olurdu. Golden başka bir pozisyon dışında yere bile yatmadı neredeyse.

Mauricio Isla : (8/10) Günün iyilerindendi, özellikle ikinci goldeki asisti nokta atışıydı. Maçın sonlarındaki asisti ise hakem hatası sonucu güme gitti.

Roman Neustadter : (6/10) Stoper olmak için fazla yumuşak, vasat bir yedekten öteye gidemeyecek maalesef.

Luis Neto : (8/10) Kemik gibi stoper derler ya, bu adam da ondan. Forveti oyundan soğutan kesiciliği bir yana, ayağına fazlasıyla hakim ve savunmadan çok olumlu şekilde top çıkarıyor. Skrtel ile performansı daha da yükselecek umuyorum.

Hasan Ali Kaldırım : (6/10) "Kaptan" Hasan Ali bugün de ne aktı, ne koktu. Bir pozisyonda 3 metre top sürmeye kalktı ancak kaptırarak beni çok güldürdü.

Nabil Dirar : (7/10) Sağ kanatta yeterince etkin olmayınca yeni düzende sağ içte yer buldu kendisine, aslında çok daha efektif olduğu söylenebilir bu mevkiide. Sakatlığı ne durumda bilmiyorum, dönüşte Mehmet Ekici ile forma rekabetine girecek.

Josef Souza : (8/10) Mehmet Topal olmayınca etkinliğinin  yükseldiği bariz şekilde görülüyor artık. Bugün sarı kart görünce, Beşiktaş maçını da düşünerek müdahalelerde çekinik kaldı ancak mücadelede geri kalmadı.

Ozan Tufan : (6/10) 8 numara oynamaya giderek alışıyor ancak yaptığı basit pas hataları adamı kalpten götürecek cinsten. Kilolarına dair yoğun eleştiriler sonrası daha fit hale gelmiş gibi ancak burada durmamalı, kendini geliştirmeye devam etmeli.

Giuliano : (7/10) Halen adaptasyon döneminde, her geçen hafta üzerine koyuyor. Özellikle tek pasları hücumda kilit rol oynayabiliyor. Penaltı atışında Alex soğukkanlılığı ile kalecinin köşesini belli etmesini bekledi ve kaleciyi ters köşeye yatırdı.

Mathieu Valbuena : (10/10) Ne denir ki bu bücüre, 10 vermeyip kaç vereceksin. Takım 4 gol atmış, üçünde doğrudan imzası var. Örümcek ağlarını temizlemesini kaleci Haydar aynı güzellikte bir kurtarışla engelledi.

Vincent Janssen : (8/10) Geldiğinin ertesi günü ilk maçına çıkan Janssen bu kez ilk 11de sahadaydı ve neden sahada olması gerektiğini gösterdi. Forvet sıralamasında ilk sıraya kafadan giriş yaptı ve bir aksilik olmazsa burada devam edecek gibi. Elimizdeki en komple forvet oyuncusu, tek başına yarattığı penaltı ise galibiyete önemli katkı yaptı.

Mehmet Ekici : (6/10) Sezonun ilk hazırlık maçında attığı iki golden sonra sakatlanan Mehmet 2.5 ay sonra dönebildi sahalara. Sakatlık sonrası maç eksikliği göze çarptı. Aykut Kocaman kendisini muhtemelen son yarım saatte kullanmayı düşünürken sakatlık sonrası 30da oyuna girdi ancak kondisyonu 75e kadar yetti. Frikik ve korner atışlarında topun başına daha çok geçer umarım. Sağ iç pozisyonun ideal oyuncusu olabilir.

Alper Potuk : (6/10) O da sakatlık sonrası düşük performans ve tedirginlikle dönenlerden. Buna rağmen son dakikalarda asistini yaptı. Fenerbahçe'nin bol pas yapan orta sahasında pas trafiğini bozma potansiyeli taşıyor ancak dribbling yeteneği sayesinde statik oyunu bir anda ileri taşıyabilir.

Roberto Soldado : (?) Şimdilik formayı Janssen'e kaptırmış gibi, içeride oynadığımız maçlarda çift forvetin halkalarından biri olabilir. Tabii Aykut Kocaman çift forvete cesaret edebilirse.

Aykut Kocaman : (7/10) Sahaya sürdüğü kadro doğrularla beraber yanlışları da barındırıyordu. Valbuena'nın devre arasından hemen önce gelen golü sonrası rahat bir ikinci yarı geçirdi. Fenerbahçe'nin öne geçtiği hiç bir maçta tedirginlik yaşamaması lazım. Bugün skor 3-1'ken Kameni'nin sarı kart gördüğünü düşünürsek halen mental yönden eksiklik yaşadığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz.

Özetle; ayağa bolca pas, baskıyı kısa paslarla kırmak, Janssen, Valbuena ve Neto iyi. Alan geçişleri, oyunu hızlandırma, kanat akınları vasat. Genel olarak Türk oyuncular ve kalemizi yine gole kapatamamamız kötü. İyilerin sayısı gün geçtikçe artıyor ancak yaşadığımız puan kayıpları kredimizi bitirdi. Peş peşe gelecek galibiyetlere ihtiyacımız var, aksi takdirde şampiyonlar ligi müziğini bir kaç sene daha beklemek zorunda kalacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder