Bu sezona da iyi başladığımız söylenemez ancak köklü bir değişimin ilk adımlarını atıyoruz. Geçen sezon savunmada pek sorunumuz yoktu. Oturmuş geri dörtlünün önündeki çift ön libero ile beraberliğin bize yarayacağı çoğu maçı kazandık ve bu maçlarda rakiplerden genellikle daha iyi oynadık. Çünkü kaleci dahil 7 kişi hızlıca topun arkasına geçmeyi amaçlayan bir yapıyı benimsemişti. Geçen sezonun orta alan performansının savunma yönü iyiyse de hücum yönü için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Hücumda ise uzun süredir devam eden gol yolları enfeksiyonu vardı. Bu enfeksiyon halen devam ediyor ve ilk 2 maç itibariyle acil müdahale olmazsa bu sezon canımızı yakabilecek bir potansiyel gösterdi.
İlk maçta cebimize koyduğumuz 2-1'lik sonuç tur için büyük avantajdı. Aykut Kocaman'ın çağrısı üzerine 35binden fazla taraftar tribündeki yerini almıştı. Rakip Strum Graz ise genç oyunculardan kurulu, kalitesi çok yüksek olmasa da çok koşan bir takımdı. Tur için en az 2 gole ihtiyaç duymalarına rağmen maaile hücum etmediler ve öncelikle topun arkasına geçmeye çalıştılar. Fenerbahçe ilk yarı genelinde oyunun hakimi gibi göründü. Geçen seneki savunma kurgusundaki Kjaer - Neustadter değişikliği bu maçta göze batacak bir hataya sahne olmadı. Orta sahadaki dörtlü ise beklerin de katılımıyla yüksek yüzdeyle paslaştılar. Ortadaki Ozan ve Josef koşma görevini üstlenirken Valbuena ve Dirar içeri katederek kaliteli ayaklarını konuşturmaya çalıştılar. O kaliteli ayaklardan biri asisti yaparken diğeri arka direkte golü attığında dakikalar 37'yi gösteriyordu ve artık tur garanti gibiydi. Golden sonra Fenerbahçe oyunu rölantiye almayı tercih etti. Her ne kadar taraftar daha fazla gol için saldırmayı arzulasa da futbolcu gözünden bakınca sezon başı ağır idmanlar, sakatlanma riski, skorun yeterli görünmesi gibi unsurlar nedeniyle bunu anlayışla karşılıyorum.
Rakibin maç boyunca tehlikeli olduğu bir kaç pozisyon vardı, ki bunlar genellikle sol stoperin sağ beke attığı uzun toplar sonucu gelişti. Valbuena'nın geri dönmekte yaşadığı handikap Strum Graz'a ilk maçta golü getirince rakip yine buradan vurmaya çalıştı. Bunu gören Aykut Kocaman ikinci yarıda Alper ve Valbuena'nın yerlerini değiştirdi ancak Alper'in de bu bölgeyi yeterince kapattığını söylemek güç. Savunma oyuncularımızın hatalarının peş peşe geldiği pozisyonda rakip sol kanattan 3 hızlı pas sonucu Volkan'la karşı karşıya kaldı ve skoru 1-1'e getirdi. Kalan 24 dakika taraftarlar için ızdırap demekti ancak Aykut Kocaman oyuncu değişiklikleriyle takımı diri tutmayı başardı. Hatta son 5 dakika içerisinde takımı öne geçirebilecek pozisyonları da yakaladık Mehmet Topal ve Martin Skrtel ile. Hakemin son düdüğü çalmasıyla taraftarlar derin bir oh çekti.
Köklü değişim içindeyiz dedik, nasıl bir değişim bu peki? Öncelikle oyun mantalitemiz geçen sezona oranla 180 derece farklı. Geçen sezon orta alanımız yokmuş gibi topları doğrudan ileri 3lüye oynarken bu sezon orta alanda oyunu domine etmeye çalışıyoruz. Geçen sezon ileride pres yapan oyuncularımız teknik direktörün hışmına uğrarken bu sezon topu kaptırdığımız anda şok presle geri kazanma çabası içindeyiz. Savunma ve orta alandaki değişim belli ölçüde tamamlanmış gibi görünüyor, özellikle Josef ve Ozan'ın pas trafiğine ve hücuma katkısı geçmiş sezonların çok ötesinde. Sıkıntı hücumda maalesef. Alper, Ahmethan, Van Persie ve sakat Fernandao bu takımın ideal ileri ikilisi olmaktan çok uzaklar. Bu bölgedeki gol yolları enfeksiyonunu gidermek için acil transfer gerekiyor.
Volkan Demirel : (7/10) Takımın iyilerinden biriydi, kalesine gelen 3 topta hata yapmadı. Golde ise yapacak bir şeyi yoktu. Puanın düşük olmasının sebebi ise topu oyuna sokmadaki beceriksizliği. Takımın bol pas yaptığı düzende kendisini de bir pas istasyonu olarak kullanmamız gerekecektir.
Şener Özbayraklı : (5/10) İki maçta yediğimiz iki golün de sağ bek mevkiinden gelmesi bir tesadüf değil. Maça kötü başlayıp iyi devam etti ancak yerini kısa zamanda Isla'ya bırakacak gibi görünüyor.
Roman Neustadter : (7/10) Rakip forvete 90 dakika boyunca top aldırmayarak maçın adamı olacaktı belki de ama rakibin attığı golde pozisyonunu kaybetmesi hakkındaki soru işaretlerine yenilerini ekledi.
Martin Skrtel : (7/10) Etliye sütlüye karışmadan bir maç oynadı. Maçın sonlarına doğru kaptığı topla gol yolları enfeksiyonunu gidermek için girişimde bulundu ama uzak direğe bıraktığı plase Premier League tarihine iz bırakmış bir stopere yakışmadı.
Hasan Ali Kaldırım : (5/10) Yazacaklarım geçen haftakilerden çok farklı değil. Yine savunmada iyi, hücumda kötü. Rakibe yanlışlıkla çalım attıktan sonra önü açıkken bile ne yapacağını şaşırıp geri Skrtel'e oynuyor. Taraftarın yuhalaması çok yanlış, evet Hasan Ali bu takımın sol beki olmak için yeterli değil ancak FFP belası yüzünden şimdilik mecburuz gibi görünüyor.
Nabil Dirar : (9/10) Fenerbahçe adına maçın en iyisiydi. Sadece attığı gol için söylemiyorum, savunmaya yardımı, şık çalımları ve dikine gitme arzusu özlediğimiz kanat oyuncusu özelliklerinden. Gol atmaz bu dediler, ikinci maçında yazdı golünü. Türkiye'de iş yapacak cinsten bir kanat oyuncusu izlenimi veriyor şimdilik.
Josef Souza : (8/10) Maç boyunca çok mücadele etti, bir çok noktada Ozan'ın açığını da kapattı. İşin güzel yanı bunları 6 numara değil, 8 numara oynarken yaptı. Yanında Mehmet Topal olmadığı zaman daha verimli oynuyor Josef. Mehmet Ekici'nin kadroya girmesiyle verimi bir kat daha artabilir. Şimdilik orta ikilideki yeri garanti.
Ozan Tufan : (7/10) İki maçtır Mehmet Topal yedek otururken ilk 11'de başlıyor. Bunun ardındaki mesajı ve güveni iyi değerlendirmesi lazım. Bugün bir kaç pozisyonda pası vermekte geç kaldı ya da uzun pasları isabetsiz oldu. Gelişim gösterdiği gerçek ancak halen katetmesi gereken çok yol var.
Mathieu Valbuena : (8/10) Valbuena'yı izlerken Ersun Yanal dönemi geldi aklıma. O dönemde Diego yerine Valbuena'yı alsak geçtiğimiz 3 sezonun kaçında şampiyon olurduk acaba dedim. Sahanın en yaşlılarından ancak en çok "arayan" o. Pası verdikten sonra arkadaşını izlemek yerine hemen pozisyon alıp oyunun akmasını sağlıyor. 2 maçta 2 asist ile oynuyor ve bu şekilde devam ederse bizi çok ileriye taşıyacak. Yalnız sol açıkta geriye yardım konusunda aksadığı bir gerçek, sezon başından ötürü müdür bilmiyorum. Sol açığa yapılacak bir transferle 10 numara pozisyonuna kayabilir.
Alper Potuk : (6/10) İlk maçtaki etkinliği bu maçta yoktu maalesef. Oyunun içinde çok şey yapmak istiyor ancak genellikle bunların çok azını yapabiliyor. İdeal 11 oyuncusu değil belki ancak bu sezonunu büyük kısmında 12. adam olarak oyuna dahil olacağını düşünüyorum.
Ahmethan Köse : (5/10) 35bin taraftarın önüne çıkıp Fenerbahçe'de santrafor oynamak kolay iş değil ancak Ahmethan'ın da muazzam işler yaptığını da söylemek zor. 20 yaşına gelmiş ancak oyun görüşü anlamında temel bazı eksiklikleri var. Bunlar belli bir yaştan sonra kazanılacak yetenekler de değil açıkçası. Forvette sıkıntılar yaşadığımız şu günlerde gözlerimizin pasını silecek bir performansı hepimiz çok istedik ancak olmadı, pek olacak gibi de değil.
Robin van Persie : (4/10) Kadroda olması beklenmiyordu ancak son yarım saat forma şansı buldu. Topa kaç kere dokunduğunu saymakta zorlandım, o da zorlanmıştır eminim. 3. sezonu da yatarak geçecek gibi görünüyor maalesef.
Mehmet Topal : (6/10) Sezon açılışının en büyük şokunu kendisi yaşıyordur muhtemelen. 5 sezondur banko giydiği formayı şimdilik kaptırmış görünüyor. Stoper kendisi için alternatiften ziyade öncelikli bir mevki haline gelebilir. Kaçırdığı golün şanssızlıktan ziyade beceriksizlik olduğunu düşünüyorum.
Mauricio Isla : (?/10) Zaman geçirmek için oyuna girdi ancak Kadıköy'ün havasını alması bile yetmiştir eminim.
Aykut Kocaman : (8/10) Kazanan ekibi bozmadı, bugün de kazanmaya yakındı ancak beraberlikle turu almayı bildi. Yedek kulübesi kısıtlı olmasına rağmen oyuna doğru müdahalelerde bulundu. Belki son 20 dakika sol açıkta Miroslav Stoch denenebilirdi ama canı sağ olsun. Orta sahadaki pas trafiği şimdilik olumlu görünüyor.
Özetle; sezon başı yüklemesi şiddetinin yoğun yaşandığı şu günlerde turu almak sevindirici. Gol yollarında yaşadığımız sıkıntılar kalıcı hale gelmeden transfer yapmamız gerekiyor. Kjaer'den gelen parayı umarım doğru değerlendiririz ve gereken takviyeleri yaparız yoksa 2. bölgede 400 pas yapıp 3. bölgede topla buluşamadan bitirdiğimiz maçlar göreceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder