Transfer döneminin en dikkat çekici isimleri neden hep lig başlamak üzereyken açıklanıyor anlam veremiyorum. İşin içinde ekonomik durum, kulüp çıkarları gibi bir çok unsur vardır ancak transferin takıma 1 ay önce katılmasının sağlayacağı katkının maddi değerini ölçmek mümkün müdür? Aziz Yıldırım'ın hafta başında açıkladığı üzere Roberto Soldado ve Giuliano Victor de Paula takıma katıldılar ancak takım ligin ilk maçında çok değerli 2 puan bıraktı.
Fenerbahçe geçen sezona ek 3 oyuncuyla (Isla, Valbuena, Dirar) sahaya çıkarken Göztepe 9 yeni oyuncuyla tam bir toplama takım görüntüsündeydi. Maçın 5. dakikasında Göztepe'deki tek Türk oyuncu Sabri Sarıoğlu'nun hatası sonucu da 1-0 geri düştüler. Tam maç artık Fenerbahçe için kolay hale geldi derken Volkan Demirel amatör kümede yapılmayacak bir hata sonucu golü yedi. Zaten neden kaledeydi, öncelikle onu sormak lazım. Hazırlık maçlarında bolca hata yapmasına rağmen neden iyi performans gösteren Kameni yoktu, onu iyi irdelemek lazım.
Maçın başında gelen gollerden sonra, saatin de geç olması itibariyle sahada uyutan futbol başladı. Göztepe'nin gücü yok gibiydi, Fenerbahçe de tek sıkımlık kurşununu atmıştı. Öyle ki ilk 45 dakika boyunca Fenerbahçe rakip ceza sahasında topla sadece 7 kere buluşmuştu. Valbuena dışında topla oynamak isteyen kimse yoktu, o da her ayağına gelen topta kademeli savunmayla karşılaştı. Fırsat bulduğu bir kaç pozisyonda ise Robin van Persie engeline takıldı.
İkinci yarı da tutuk futbolla başlarken Oscar Scarione önce Roman Neustadter'in belini kırdı, sonra Josef de Souza'dan topu kurtardı ve top gelmeden atlayan Volkan Demirel'i kolayca avladı. O dakikalarda Aykut Kocaman "risk" aldı ve oyuna Robin van Persie yerine Ahmethan Köse, Nabil Dirar yerine Aatıf Chahechohue'yi aldı. İki oyuncu kenarda beklerken Mathieu Valbuena bu sezonki üçüncü asistini yaptı ve skor 2-2'ye geldi. Bu değişiklerde önemli bir mesaj var aslında. Takımın gole ihtiyacı var, rakip kaleye yüklenmek gerekiyor. Eldeki en değerli santrafor Robin van Persie kenara geliyor, yani Aykut Kocaman diyor ki; sana o kadar güvenmiyorum şu durumda. Zaten oyuna girenler de hafif bir meltemden fazla etki edemiyor oyuna ve ligin ilk haftasında 2012-2013 sezonunda bıraktığımız deplasman kabusu geri dönüyor.
Volkan Demirel : (1/10) Puan kaybının baş sorumlusu. Bir sonraki maçta kalede görürsem neden diye soracağım çünkü savunulacak bir argüman kalmadı.
Mauricio Isla : (7/10) Kumaşı çok sağlam. Top gelmeden ne yapacağını kestiriyor ve net oynuyor. Top tekniği bir sağ bek için üst düzey. Takıma uyum sağladıkça daha da verimli olacak.
Roman Neustadter : (4/10) İkinci golde yediği çalımı amatör kümedeki 35lik stoperler yemiyor. Sezonu ona emanet edeceksek yandık.
Martin Skrtel : (6/10) Golünü attı ancak savunmada çok hazır bir görüntü sergilemedi. Yanına daha sağlam bir stoper gerekiyor.
İsmail Köybaşı : (5/10) Dokunduğu ilk top asist oldu ancak sonrasında dokunduğu 30 topun 29u geriye paslardı. Sağ bek Isla iken solda Hasan Ali de, İsmail de çok yetersiz.
Nabil Dirar : (5/10) Hazırlık maçlarına oranla çok tutuk bir performans sergiledi. Lige ısınmak için biraz daha zamana ihtiyacı var sanki.
Mehmet Topal : (4/10) "Pala" Mehmet ilk golde hayatının en iyi asist paslarından birini verdi. Sonrasında bir de güzel kafa vurdu ama akabinde kaybolup gitti. Hazırlık maçlarında yedek beklerken ne oldu da bir anda çift ön liberoya döndük anlayamadım.
Josef Souza : (4/10) Hazırlık maçlarında Ozan Tufan ile beraber verimli bir görüntü çizerken bu maçta yanında Mehmet Topal olunca duraksadı. Bolca pas ve kademe hatası yaptı. İkinci goldeki hatası kendisine yakışmadı.
Mathieu Valbuena : (8/10) Maçın tek arayan ismiydi. Hatta 70ten sonra herkes topu Valbuena'ya vermeye başladı ne yapacağını seyretmek için. 3 resmi maçta 3 asiste ulaştı. Duran toplar artık etkili bir silah.
Alper Potuk : (5/10) 5. dakikada golü attı ama kalan 85 dakika ne yaptı derseniz ben bilemiyorum zira kendisini sahada göremedik. Giuliano bir an evvel monte edilmeli takıma.
Robin van Persie : (2/10) Sahada kaldığı 67 dakika boyunca rakip sahada topa sadece 4 kere dokunabildi. Geçtiğimiz sezona geri döndük adeta. Rakip kaleyi cepheden önü açık bir şekilde görürken sol ayağıyla plase yerine pas vermeyi tercih eden santrafor mu olur? Feyenoord istiyorsa hemen bilet alalım kendisine, fazla bekleme yapmasın.
Aatıf Chahechouhe : (2/10) Fark yaratmak için oyuna girdi ancak buluştuğu ilk 5 topun hepsini hatalı kullandı, sonrakileri de saymadım zaten.
Ahmethan Köse : (4/10) Fenerbahçe'nin yedek santraforu olmak için bile yetersiz. 20 yaşında bir oyuncunun geleceğini kestirmek için kumaşının iyi olması gerekir. Ahmethan da o da yok maalesef.
Samed Karakoç : (4/10) "Kurtarıcı" olarak girdi ama kimi neyi kurtaracaktı ben çözemedim.
Aykut Kocaman : (4/10) Kadro dizilişi doğru görünse de oyuna hamle anlamında sınıfta kaldı. Rakip 9 tane yeni transferle sahadayken bizden daha organize göründü. Hazırlık maçları sonrası takımı yeterince motive edememiş göründü. Dileyelim ki ilerleyen maçlarda bu sıkıntıları atlatabilsin.
Özetle; 31 mayıs 2003'te beraberlikle kapattığımız Göztepe defteri 14 sene sonra yine beraberlikle açıldı. O günden bu yana köprünün altından çok sular aktı ancak Aziz Yıldırım halen yerinde oturuyor. Artık bazı şeylerin değişmesi gerekiyor ve bu sezonu bunun için bir fırsat. Aykut Kocaman'a geç de olsa iyi bir kadro teslim ediliyor, bakalım o bu kadroyu yoğurup iyi bir sanat eseri haline getirebilecek mi yoksa yeniden kahır sezonuna mı hazırlanacağız, hep birlikte göreceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder