Bu maça başka nasıl bir başlık atılır ki? Muazzam bir hezimetle dönüyoruz İstanbul'a, hem de ne hezimet. İstanbul'da 3 atıp(!) eleyeceğiz belki ama şu mağlubiyet tarihimizde kara bir leke olarak duracak. Türkiye liglerinde oynasa 2. lig ile bölgesel amatör arasında bir seviyede oynayacak bir takıma 2-0 yenildi Fenerbahçe. Üstelik rakibin kaleyi bulan şut sayısı 1, hatta maç boyu top Kameni'nin eline 2 kere değmemiş bile olabilir.
Sezonun 4. resmi maçında yarım rotasyona başladı Aykut Kocaman ve ağzının payını aldı Mehmet Topal sayesinde. Stoperde oynadığı her maç muazzam hatalara sebep olan Mehmet Topal bugün de 2 gole imza attı. Göztepe maçının bekleri Isla ve İsmail kenardayken Şener ve Hasan Ali sahadaydı, Trabzon maçına saklandılar herhalde. Ön libero kabusumuz artarak devam etti. Hazırlık maçlarında göz boyayan Josef ve Ozan savunmanın önünde yerini almışlardı. Kanatlar yine sahadaki en yaratıcı ikili Valbuena ve Dirar'a aitti. İleri ikili ise gol yolları enfeksiyonunun değişmez ikilisi Alper ve Ahmethan'dan oluşuyordu.
Maç başladı, rakibi tartıyoruz, uzaktan 1-2 deneyelim derken gol atmak rakibin bile aklında yokken Mehmet Topal şapkadan tavşan çıkardı. Üzerine Martin Skrtel'in ayağı kayınca rakip maden bulmuşçasına sevindi. Akabinde uyku dakikaları başladı, ta ki 90+2'ye kadar. Yıldırım bile aynı yere iki kere düşmezken Mehmet Topal aynı hatayı iki kere yaptı ve bu sefer kendi ağlarını havalandırdı. Hal böyle olunca rakibin kaleyi bulan şut sayısı bir iken maçı 2-0 kazandılar.
Maç boyunca gerçekleştirdiğimiz akınların tümü uzaktan şutlardı neredeyse. Takım ve belki Aykut Kocaman bile hücum hattının durumunun farkında ki maç boyu uzaktan şutlarla gol bulmaya çalıştık. 1-2 tanesi hariç hiç biri kaleciyi zorlayacak nitelikte değildi. Hele oyuna sonradan giren Aatıf'ın vurmaya çalıştığı şutlar futbol komedi programlarına konu olacak cinstendi.
Bir kısa not da Ahmethan'a..
Fenerbahçe bugün sözleşmesini feshetse Süper Lig'de hangi takımda ilk 11 oynayabilir? Cevap : hiç biri.
Hangi takımda ilk 18'e girebilir? Cevap : neredeyse hiç biri.
İkinci ligde banko forma giyebileceği takım sayısı? Cevap : muhtemelen sıfır.
Alt yaş gruplarında çok gol atmış olabilir ancak bir forvet oyuncusu meziyetlerinin çoğunu taşımıyor. Ön direğe gitmiyor, top kontrolü çok zayıf, duvar olma kabiliyeti çok sınırlı, kafa vuruşları etkisiz.. Altyapı ürünü olan gençlerin sahaya sürülmesi için bir takım meziyetler göstermeleri gerekir antrenmanda. Ahmethan şu anda maalesef yokluktan forma giyiyor, onun yerinde olup 90 dk boyunca ciğerini parçalayacak yüzlerce genç varken Ahmethan doğru düzgün pres bile yapmıyor. Fenerbahçe altyapısının Semih Şentürk'ten bu yana çıkardığı 2 oyuncudan (diğeri de Yiğithan Güveli) biri olan Ahmethan'ın bu halini gördükten sonra belki de altyapı organizasyonunu tamamen iptal etmek gerek diyorum bazen.
Sarı lacivertlileri sahada izlemek bir tutku ancak bu maç ömürden giden bir 90 dakika oldu, hem de 33 senelik ömrün en boş dakikaları belki de. Maç boyunca ne heyecan duydum, ne heveslendim ne de hop oturup hop kalktım. Sahadakiler benden beterdi zaten, maç bitsin diye beklediler adeta. Aykut Kocaman ise kenarda bu futbola nasıl tahammül etti, anlam veremedim. İşler sanki çok yolundaymış gibi ilk değişikliği 63'te yaptı. Takımın gole ihtiyacı varken, rakip kalemize 1 kere bile zorla gelebilmişken çift ön liberoyu bozmadı, forvet çıkarıp forvet aldı. Denebilir ki Soldado'nun kondisyonu ancak 30 dakika yeter, o zaman haftalar önce başlamış Rus liginden gelen Giuliano neden UEFA listesine dahil edilmedi diye sorarım. En azından forvet arkasında yaratıcılık seviyesini yükseltmiş olurduk.
Sezon başladığından bu yana 4 maçta 5 gol attık, 6 gol yedik. Attığımız 5 golün 1'i kendi kalesine, 2'si duran top, 2'si ise ekstra bireysel yetenek sonucu geldi. Yani ileride şöyle 2-3 pas sonucu verkaç yaparak attığımız bir gol yok henüz. Hadi dedik ki henüz hücum hattını oturtamadık, savunmada da işler yolunda gitmiyor ki. İstisnasız her maç gol yiyoruz, hatta çoğu maçta mağlup duruma düşüp maçı çevirmeye çalışıyoruz. Rakiplerin giderek güçlendiği bir sezonun başında oynadığımız ilk 4 maç tam bir hayal kırıklığı. Her ne kadar kulübesi zayıf olsa da Aykut Kocaman'ın buna seyirci kalması ayrı bir hayal kırıklığı.
Bu maç için oyuncu puanlamasına girmeye gerek görmüyorum. Valbuena hariç herkese 1 puan, Aykut Kocaman'a ise ? veriyorum.
Özetle; bizden 3-4 gömlek alt sınıftaki bir takıma deplasmanda 2-0 yenilmek muazzam bir hezimettir. Sezonun çok başındayız belki ama gidişat fazlasıyla olumsuz. İvmeyi yukarı yöne çevirmeden önce aşağı düşüşün durduğundan emin olmak gerek. 4 maçtır oyun olarak geriye gidiyoruz. Haftaya Kadıköy'de bu takıma 3 gol atıp turu geçeceğiz belki ama düşüncelerim değişmeyecek. Dilerim 20 yıllık Kadıköy büyüsü bozulmaz Trabzon karşısında, zira daha kötü mağlubiyetlerin tetikleyicisi olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder