28 Ocak 2018 Pazar

Akıl Tutulması

Tarih 5 Mayıs 2007..
Beşiktaş - Fenerbahçe maçı..

Maç aslında bugünkü Trabzonspor maçıyla alakalı değil ama maç başlamadan önce 2006 - 2007 sezonu geldi aklıma. Bu maç da o sezonu koparan maçıydı. Neden mi bu maçı seçtim? Dörtlü savunma önünde oynayan 2-3-1 dizilişli 6 oyuncuyu kıyaslamak istedim.

Birinde ön liberoda son dönemlerin formda oyuncusu Deniz Barış oynuyor, yedeği Mehmet Aurelio.
Bugün ön liberoda Josef Souza var.

Birinde Fenerbahçe tarihinin gördüğü en iyi iki 8 numaradan birisi olan Stephen Appiah var.
Bugün hayatında ilk kez 8 numara oynama görevi verilen Hasan Ali Kaldırım.

Kanatlarda hücum-savunma oranı 80-20 olan Tümer Metin ve Tuncay Şanlı var.
Bugün savunmaya katkıları nedeniyle sahada olan ancak hücum yetenekleri yok düzeyinde olan Aatıf ve Nabil Dirar.

Birinde 10 numarada Alex de Souza var, fazla söze gerek yok.
Diğerinde 1 numarası eksik olan 0 numara Alper Potuk.

Birinde santraforda golcülüğü uluslararası düzeyde kanıtlanmış Mateja Kezman var.
Diğerinde hava topundan başka meziyeti kalmamış, onu da artık pek beceremeyen Jose Fernandao.

Sahaya çıkan dizilişi gördüm ve bugün gol atarsak 34 senelik futbol bilgime yazıklar olsun dedim. Duran top harici, oyun içi gol demeyi unuttuğumu fark ettim. Zira 3 Aralık 2017 tarihinden bu yana duran top harici bir gol bulamadık ligde. Rakip kaleye en yakın konumdaki 6 futbolcu bu kadar düşük bir kaliteye sahipken maçı izlemenin pek alemi yoktu. Zaten ilk 12 dakika boyunca iki takım da topu yere indirip üst üste 3 pas yapamadı. 

Hasan Ali'yi 8 numarada oynatmak neyin kafasıydı bunu çok merak ediyorum. Yedek kulübesinde aynı pozisyonda oynayabilecek Eljif Elmas, Mehmet Ekici varken, Mathieu Valbuena'yı 10 numaraya alıp Alper Potuk'u kaydırmak gibi bir opsiyon varken neden atomu yeniden parçaladı Aykut Kocaman, ne amaçladı bilemiyorum. 10 senede yaşadığımız kadro erozyonu muazzam boyutta, kabul ediyorum. Ancak bugün Aykut Kocaman'ın yaşadığı akıl tutulması çok daha muazzam bir boyut. Mathieu Valbuena ile neler yaşıyor bilmiyorum ama ilk yarıda kullandığımız 6-7 kornerden birini bile Valbuena atsa daha tehlikeli olurduk. Sırf korner atmak için bile oyunda tutmaya değecek bir adam olduğunu attığımız golde ve son dakikadaki karambolde gösterdi.
Trabzonspor'a da kısaca değinmek gerekirse Jose Sosa gibi sahaya çıkan 22 adamın toplamından daha fazla futbol vizyonu olan bir adamı yedek oturtmak yerine maçın başından itibaren sahaya sürse rahat bir galibiyet alırdı.

Volkan Demirel : (8/10) Gerginlik yaratmadan maçı tamamlamış olması şaşırtıcı ve sevindirici. Savunma arkasındaki açıkları iyi kapattı, golde yapacağı bir şey yoktu.

Mauricio Isla : (6/10) Hücuma neredeyse hiç destek vermedi, savunmada ise vasattı.

Roman Neustadter : (6/10) Vasatı aşamadı, golde Burak'a bir adım daha yakın olmalıydı. 

Mehmet Topal : (7/10) Sezon başında stoperdeki hataları sonucu bir daha stoper oynamaz diyordum ama bugün başarılı bir performans gösterdi.

İsmail Köybaşı : (5/10) Bindirme yapmaya gayretli görünse de maçın en önemli gol pozisyonunu değerlendiremeyerek puan kaybında büyük rol oynadı.

Josef Souza : (7/10) Beraberliği getiren golü atması dışında sahada kayıptı.

Hasan Ali Kaldırım : (4/10) Sahaya çıkmasa, 10 kişi oynasak daha iyi futbol sergileyebilirdik. Kendisini bir kere daha 8 numara olarak gördüğüm maçta televizyonu kapatma / stadı terk etme sözü veriyorum kendime.

Nabil Dirar : (5/10) Sağ iç ile sağ açık arasında bocalayıp durdu. Yediğimiz golde ortayı yaptıran adamı daha yakın marke etmeliydi.

Alper Potuk : (5/10) 3 saniye içinde iki hareket yapıyor, birinde elit takımlarda oynayan oyuncuların yaptığı gibi adam eksiltiyor. Hemen sonrasındaki pozisyonda amatör kümede oynayan oyuncuların yapmayacağı kadar kötü bir orta yapıyor. Bu kadar dengesiz olmayı nasıl başarıyor ben de merak ediyorum.

Aatıf Chahechouhe : (3/10) Bal yapmayan arımız bugün de bal yapmadı. Şaşırdınız mı?

Jose Fernandao : (6/10) 90 dakika boyunca gelen uzun topları indirmeye çalıştı, çoğunda da başarılı oldu ama attığı tekme yakışmadı. Kırmızı kartı görsek aldığımız tek puan da hayal olurdu.

Mathieu Valbuena : (7/10) Fenerbahçe adına olumlu bir kaç pastan birinin sahibi. Sezonun ilk yarısında en çok ısıran, en çok isteyen adam rolündeydi ancak son haftalarda o isteği, arzuyu göremiyorum ve üzülüyorum.

Eljif Elmas : (6/10) Orta sahada etkili olmaya çalıştı ancak daha kolay maçlarla formaya ısınmadan büyük denize atıp kahraman olmasını beklemek pek doğru değil. İyi futbolcu kumaşı var, üzerine koyarak devam etmesi dileğiyle.

Roberto Soldado : (5/10) Oyuna girdi ancak etkili olduğunu söylemek zor.

Aykut Kocaman : (4/10) Şimdi izlediğim demecine göre gol yiyene kadarki 60 dakikalık bölümden son derece memnun. Rakip ilk atakta golü buldu, bizse bir kaç tane gol kaçırdık diyor. Organize bir atak yapmamış olduğumuzdan hiç bahsetmiyor, orta sahada neden Mehmet Ekici veya Valbuena yerine Hasan Ali'yi tercih ettiğini açıklayamıyor. Bugün maalesef sınıfta kaldın Aykut Hoca.

Özetle; senelerdir yarım kalan maçlar, hırsla sahaya çıkan rakip nedeniyle kolay galibiyetler haline dönüşen Trabzon deplasmanı bu maçla beraber yeniden zorlu deplasman statüsüne sahip hale geldi. Sahaya futbol oynamamak üzere çıkan iki teknik adam, en kaliteli ayaklarını yanlarında oturtmayı tercih edince ilk 45 dakika kör dövüşü halindeydi. Sosa'nın girişiyle 45-60 arası Trabzonspor oyuna hakim oldu, 60tan sonra oyuna giren Valbuena oyun kalitesini değiştiremese de bir duran topla tabelayı değiştirebildi. Artık futbol oynamaya çıktığımız maçlar görmek istiyorum, yetkililere duyurulur.

2 yorum:

  1. hocam Gençlerbirliği maçı için neden bi yorumlama yapmadınız?

    YanıtlaSil
  2. Maçı tam olarak izleyemediğim için haksız bir yorumda bulunmak istemedim. Ama genel olarak izlenimim gol yedikten sonra yaşadığımız psikolojik yıkımın ne denli etkili olduğu yönündeydi. 69'da golü yedikten sonra kalan 25 dakikada ilk 69 dakika oynadığımız futbolu oynasak 4-2 kazanırdık ama gol yiyince "eyvah, yine kazanamayacağız galiba" havası oluşuyor futbolcularda. Aykut Kocaman'ın en büyük ödevi bunu çözebilmek.

    YanıtlaSil