2 Nisan 2018 Pazartesi

Güneşimi Kaybettim, Günlerime Doğman Gerek

Her şeyden geçtim ama bir senden vazgeçemem,
Dokunulmazımsın benim, yüreğime hükmedemem.
Güneşimi kaybettim, günlerime doğman gerek,
Yaşama tutunmam için, şampiyon olman gerek!

Bayılıyorum bu tezahürata, o kadar büyük anlamlar yüklü ki..
Şampiyonluk yaşama tutunma dalı taraftar için. Hele takımın son 15 sezonun 13ünde son 3 haftaya şampiyonluk ihtimaliyle girdiğini düşününce şampiyonluktan uzaklaşmak tam bir kabus Fenerbahçe taraftarı için.

Güneşini kaybetti Fenerbahçe taraftarı.. Bir yanda 20 yıllık saltanatı yıkma mücadelesi şeklinde geçen başkanlık mücadelesi, diğer yanda lig tarihinde görmediğimiz şekilde 3 takıma karşı birden verilen şampiyonluk mücadelesi ve belki de en önemlisi kapanması gereken 6 puan fark..

Şampiyonluk yolunda beklenmedik puan kayıpları 4. sıraya demir atmamıza neden oldu. Liderin 6 puan gerisinde olsak da ikili averajın eşit olması nedeniyle lig tarihinde uzunca bir aradan sonra genel averajın önem kazandığı bir seneyi yaşayabiliriz. Tabii işin o noktaya gelmesi minicik bir ihtimal olsa da kazanabildiğimiz maçları farklı kazanmak bu ihtimalin yaşanması halinde zirveye bizim ulaşmamızı sağlayabilir. Fenerbahçeli futbolcular bunun ne kadar farkında diye merak ediyordum, bugün sağ olsunlar gösterdiler.

Lige verilen aranın ardından 3 rakip de haftayı zorlanarak da olsa galibiyetlerle açınca şampiyonluk ihtimali bir hafta daha azalmıştı. 8 maçta 8 galibiyet alsak bile çok sayıda değişkene bağlı olduğu için beklemekten başka çare yok gibi görünüyor. Kalan fikstürün zorlu maçlarından biriydi Kayseri. Aykut Kocaman son haftalarda alıştığı 11i bozmadan sahaya sürdü.

Bu sezon maç sonu demeçlerinde Aykut Kocaman'dan duymaya alışık olduğumuz bir cümle var : kalemize gelen ilk top gol oldu. Bugün işler tersine döndü ve Kayseri kalesini bulan ilk 2 top gol oldu ve 12. dakikada Fenerbahçe 2-0 öne geçti. Teoride maç o dakikada bitmişti, pratikte de 2-0 bitmesini beklerdim ancak futbolcuların hırsı sayesinde 3 gol daha bulmayı başardı Fenerbahçe. Hücum performansının iyi olmasının yanı sıra Kayseri'nin etkili olacağı sol kanat ortalarını ve duran topları son derece iyi kontrol etti. Durum böyle olunca Kayserispor sahada hiç varlık gösteremedi ve maç 5-0 sona erdi.

Volkan Demirel : (8/10) Kariyerinin en rahat maçlarından birini oynadı. Bir kaç kere yere yatsa da şutların hiç biri kaleyi bulmuyordu. Sezonun sonu yaklaştıkça formu yükselmeye başladı.

Şener Özbayraklı : (9/10) Maçın gizli kahramanlarından. Sayamayacağım kadar çok bindirme yaptı ve bunları iyi ortalarla / paslarla sonlandırdı. Golü attığı pozisyonda pas vermesi gerekirken şansı sayesinde top ağlarla buluştu.

Roman Neustadter : (8/10) Rahat bir maç çıkardı. Olumlu ya da olumsuz anlamda dişe dokunur bir hareketi yoktu.

Martin Skrtel : (8/10) Savunmadaki hava toplarının tümünü aldı. Hatasız oynadı.

Hasan Ali Kaldırım : (6/10) Takımın performansını yukarı çektiği şu maçta bile vasat olmayı başarabildiği için kendisini tebrik ediyorum.

Nabil Dirar : (8/10) Gerek Şener'e yardımı, gerekse hücumda yarattığı üçgenler sayesinde galibiyette önemli pay sahibi oldu.

Mehmet Topal : (9/10) Attığı muhteşem pasla galibiyetin mimarı oldu. Rahatlayan orta sahada pas trafiğini rahatça yönetti.

Josef Souza : (7/10) Milli maç arası yaramış göründü ancak yine de sezon başında izlediğim Josef'ten henüz çok uzakta. İleriye oynarken asla risk almıyor ve bu da olası hızlı hücumları ve tehlikeleri doğmadan öldürüyor.

Aatıf Chahechouhe : (8/10) Aatıf'ın kötü performansını yazmaya alıştıktan sonra iyi oynaması manidar. Neyse o böyle oynamaya devam etsin, ben laflarımı yemeye razıyım.

Giuliano Victor de Paula : (7/10) Maçın sonlarına doğru 4 golün atıldığı maçta skora katkısı yok diyecektim ki maçın son golünü yaratarak beni haksız çıkardı. Tabii bu tür golleri maç berabere giderken atmasını tercih ederim. Kalan haftalarda onun iyi performansına ihtiyacımız olacak.

Roberto Soldado : (10/10) 2 maçta attığı 5 gol var Sivas ve Kayseri'ye karşı. Hatta kupada attığı gollerle beraber bu sezon attığı 8 golün tamamı buram buram golcülük kokuyor. Bugün attığı ilk golde muazzam kontrolü ile golü atmıştı zaten, ikinci golünde ise kötü vuruşuna rağmen takipçiliği ve temiz son vuruşuyla 3 puanı getiren adam oldu.

Alper Potuk : (6/10) Aykut Kocaman onun Türkiye'nin en iyi forveti olabileceğini söylüyor. Sanırım Winning Eleven 1 oynarken aklına geldi bu. Roberto Carlos'u sürati nedeniyle forvete koyardık ve savunma oyuncuları yetişemezdi. Alper'in forvet oynayabileceğini düşünen başka bir futbol adamı varsa kendisiyle bu konuda fikir alışverişinde bulunmayı çok isterim.

Oğuz Kağan Güçtekin : (7/10) Rahatlamış maçta pas trafiğinin çarklarından biri olmayı başardı. Sağ köşeye bıraktığı plasede topun biraz daha dibine girse Premier League golü atacaktı. Sağlam adımlarla geliyor.

Jose Fernandao : (6/10) Etkili olabilecek bir süre boyunca oyunda kalmadığı için yorum yapmak güç.

Aykut Kocaman : (8/10) 9 puan (hatta ikili averaj nedeniyle 10puan) gerideki oyuncuları zor bir deplasmanda şampiyonluğa inandırmak zor iş. Bu hafta görevini başarıyla yerine getirdiğini söyleyerek hakkını teslim edelim. Kalan 7 maçta galibiyetler kadar şansa da ihtiyacı olacak.

Özetle, 9 puan geriye düşmüş takım şampiyonluk uzak görünse de halen inancını kaybetmediğini gösterdi. Tabii inanmak ve galip gelmek o kaybolan güneşin yeniden doğacağını garanti etmiyor. Aklı selim Fenerbahçe taraftarı olarak iki güneşe ihtiyacımız var; biri 20 Mayıs Pazar günü lig bitiminde, diğeri 3 Haziran'da sandıkta. Ya o güneş doğarsa?..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder