30 Ekim 2016 Pazar

Zirve Yürüyüşüne Devam

Geçen hafta kazanılan Konyaspor maçının anlam kazanması için Fenerbahçe'nin Karabükspor maçında da galibiyete ihtiyacı vardı. Karabük geride kalan haftalarda ortaya koyduğu performansla ligin iyi mücadele eden ekiplerinden biri olarak anılıyordu. O yüzden maç öncesi tribünlerde olan 10bin civarı insan da "1-0 olsun, bizim olsun" düşüncesi içindeydi.

Pazartesi günü Ali Koç'un yaptığı başkanlık açıklaması tribünlere olumlu yansır diye düşünüyordum ancak yanıldım. Sahaya çıkan 11de forvet arkası tercihi şaşırtıcıydı. Bugüne kadar ligde sadece 27 dakika forma giymiş Aatıf kadrodaydı ve 90 dakika boyunca 12.5 km koşarak maçın en çok koşan oyuncusu oldu. Maç sıkıcı başladı ve ilk 17 dakika boyunca Fenerbahçe karşı yarı sahada neredeyse pas yapamadı.



Derken karambol bir pozisyonda Mehmet Topal ceza sahası içinde yerde kaldı ve hakem Fırat Aydınus penaltıya hükmetti. Penaltı kararı %100 hatalı diyemem ancak aynı penaltı aleyhimize çalınsa içime sinmezdi, dolayısıyla biraz ağır olduğunu düşünüyorum. Robin van Persie beni ve kaleciyi ters köşeye gönderdi. Golden sonra da orta saha mücadelesi devam etti, pek gol poziyonu yoktu ortalarda. 29. dakikada Ceyhun Gülselam haklı bir ikinci sarı kart gördü (ilki penaltı pozisyonuna itirazdan) ve takımını 10 kişi bıraktı. Maç bence o dakikada koptu. Karabük 30 - 45 arası direnç göstermiş olsa da kaderi belli olmuş gibiydi. Devre arasına girerken Martin Skrtel ileri taşıdığı topu harika bir voleyle ağlara gönderdi. Pozisyonda topu sürmesi, gol vuruşu öncesi pozisyon alırken ofsayta dikkat etmesi ve son vuruştaki volesi birinci sınıf golcü işleriydi.

İkinci yarıya mental ve fiziksel olarak rahat başladı Fenerbahçe, zira kafalarda Perşembe günkü kritik Manchester United maçı vardı. 48-55 arası bir tufan yaşandı ve Fenerbahçe 3 hızlı hücumda 3 gol buldu. Ondan sonra da maçı rölantiye aldılar ve kısmen skorun verdiği laubalilikle maçı bitirdiler. Karabük adına maçın tek olumlu hareketi Tanase'nin uzaktan yaptığı şık plaseydi. 60 dakika bir oyuncu eksik oynamalarına rağmen 110 km koşmuş olmaları da takdir edilesi.

Volkan Demirel : (8/10) Rahat bir maç çıkardı, maçta kuzenime Volkan yere yattı mı diye sorduğum anda Tanase'nin plasesini muhteşem bir şekilde kurtardı. İki maçtır gol yemeyen performansa devam etmesi dileğiyle.

Şener Özbayraklı : (9/10) Maçın en iyilerindendi, düzenli oynadıkça performansı yükseliyor. Üçüncü golde yaptığı asist futbol ders kitaplarında okutulacak cinstendi.

Simon Kjaer : (6/10) Takım maçı gol yemeden bitirmiş olsa da performansı soru işareti yarattı yine. Neyse ki savunmayı hırpalayan bir maç olmadı, Manchester United rövanşında performansını merakla bekliyorum.

Martin Skrtel : (8/10) Uzun zamandır beklediğim golünü bugün attı ama pek beklediğim şekilde değildi. Goldeki becerilerini Fenerbahçe forvet hattındaki oyuncuların yarısı yapamazdı.

Hasan Ali Kaldırım : (7/10) Standardını sahaya yansıttı yine, adam kaçırmadı, ileri yeterince destek verdi. İkinci yarı rahat performans moduna geçti skorun verdiği rahatlıkla.

Mehmet Topal : (8/10) Maçın kilidini kıran pozisyon onun takipçiliği sayesinde ortaya çıktı. Farkın gelmesiyle beraber dinlenmek için 55te kenara geldi. Manchester'a karşı ona çok ihtiyacımız olacak.

Josef de Souza : (6/10) Skor avantajını erken yakalamış olmamız sayesinde hücumlara katılmadan orta sahada saklanmayı tercih etti. O da enerjisini ekonomik kullananlardandı.

Jeremain Lens : (8/10) Fenerbahçe hücum hattının her şeyi bu adam. Olmadığı maçlarda çok zorlanacağız. Bugün karşısında üst düzey fizik gücü olan bir sol bek ve stoper vardı ancak bu bile Lens'in etkili olmasına engel olmaya yetmedı. Çabukluğunu kullandığı pozisyonda rakibin kırmızı kart görmesine neden oldu.

Aatıf Chahechouhe : (7/10) Maçın en çok koşan oyuncusu oldu ama en iyisi değildi kesinlikle. Rakip eksik kalana kadar, hatta kaldıktan sonra bile bolca pas hatası yaptı. Sivas'ta alıştığımız topu alıp giden Aatıf'ı iki pozisyonda hatırlattı bize.

Volkan Şen : (7/10) O da skor rahatladıktan sonra sahneye çıkmayı tercih etti. Eksik kalan rakibe karşı çok etkili oldu, şık çalımlar attı ve Lens'e güzel bir asist yaptı.

Robin van Persie : (9/10) İdeale yakın bir santrafor performansı gösterdi. Takımı sahiplenmesi, kazanmayı istemesi her şeye değer. Üçüncü golde hareketlenmesi tam bir usta işiydi, Aatıf'ın golünde ise oyun zekasını gösterdi. Manchester karşısında bu performansına ihtiyacımız olacak.

Roman Neustadter : (5/10) 55'te oyuna girdi ancak maç çoktan bitmişti. Mehmet Topal'dan sonra ön libero performansı bana Josico'yu hatırlattı. 

Moussa Sow : (4/10) Girdikten sonra olumlu hareket yapmadan maçı bitirdi. Fernandao döndükten sonra tribün yolu görünebilir.

İsmail Köybaşı : (5/10) Sol açık yedeği olarak girdi ama asıl yeri orası değil. Alper Potuk varken Advocaat'ın ona forma şansı vermesi de enteresan. O da Sow gibi verimsiz bir performans gösterdi.

Dick Advocaat : (7/10) Maçın bu kadar rahat geçeceğini o da beklemiyordu sanıyorum. Kopmuş bir maçta garanti değişiklikler yerine farklı şeyler deneyebilirdi.

Perşembe günü Avrupa'da "tamam mı, devam mı" maçına çıkacağız. Mağlubiyet büyük ölçüde Avrupa'ya havlu atmak anlamına gelecek. Mutlak şartla sahadan puanla ayrılmalıyız. Bunun için de iyi bir tribün atmosferine ihtiyacımız var.

Özetle; Fenerbahçe'nin zirve yürüyüşü kör topal devam ediyor. Skor 5-0 olsa da sahada muazzam bir  futbol yoktu. Fark zaten 7-8 dakikalık bir fırtınada geldi. Bu dönemde kritik olan olabildiğince puan toplarken eksikleri tespit edip devre arası gelmeden uygun oyuncuları bulmak. Gidecek olanlar yavaş  yavaş belli oluyor, gelecekler için de Advocaat'tan Lens seviyesinde ve verimliliğinde oyuncular bekliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder