25 Ağustos 2016 Perşembe

Çekirge Üç Sıçradı, Sıradaki Gelsin.

Geçen hafta Grasshoppers’ı 3-0 mağlup edince İsviçre’deki rövanş maçı turistik seyahat olur demiştim. Futbolcular gibi sahadaki futbol da turistik takıldı bu akşam. Fenerbahçe 3-0’ın avantajını kullanarak sahadan istediğini 2-0’lık sonuçla aldı ve adını UEFA Avrupa Ligi gruplarına yazdırdı. Bu sene silinecek puanların yarı final oynadığımız (Galatasaray’ın da şampiyonlar liginde çeyrek final) seneye ait olduğunu düşününce Fenerbahçe hem kendi adına, hem ülke puanı adına önemli bir galibiyete imza attı, dilerim Avrupa Ligi’nde üst turlara kadar da gideriz.

İlk maç 3-0’lık avantaj üzerine rakibin zayıf olması eklenince Fenerbahçe için rahat bir karşılaşma oldu. Takımın savunması geçen seneden bu yana üzerine koyarak devam ediyor, ancak aynı şeyi hücum organizasyonu için söylemek mümkün değil. 0-0’lık sonucun Fenerbahçe’ye yaradığı maç sayısı bir sezonda 3-4’ü geçmiyor. Bu sebeple hücumda biraz daha etkin bir takım izlemek isterdim. Takım ideal 11 düzenine yaklaştı artık. Kalede Volkan, savunmada van der Wiel, Kjaer, Skrtel, Hasan Ali, orta alanda Mehmet Topal ve Ozan Tufan’ın yeri şu anda garanti görünüyor. Hücum hattında net bir şey söylemek zor, orada form durumu biraz daha belirleyici olacak.

Maçın ilk 75 dakikası “0-0 bitmiş lecce – cagliari maçını banttan izlemek” gibiydi. İki kaleci de terlemeden, yere yatmadan 75 dakika geçirdiler. Bir takım 3-0’ın rahatlığında, diğeri biz 3-0 kazanamayız’ın çekingenliğindeydi. Van der Wiel’in ara pasında Alper iyi bir vuruş yapamamasına rağmen topu kaleye doğru yöneltti, topa son dokunan ise Fernandao oldu. İkinci golde ise Mehmet Topal sol ayağıyla yapabileceği en iyi asisti yaptı, Stoch ise Alper’e gol vuruşu böyle yapılır dercesine kalecinin ayağının üzerinden topu köşeye bıraktı.

Bu sonuç Fenerbahçe’yi Avrupa Ligi’nde grup aşamasında ikinci torbaya attı. Rakipler yarın belli olacak, temennim 3. ve 4. torbadan zayıf rakipler çekerek bolca galibiyet ile grubu tamamlayabilmek. Pazar günü Kayserispor maçı var, yeniden yapılanmış bir ekip olacak Fenerbahçe’nin karşısında ve eminim bu kadar rahat bir maç olmayacak. Takımın son 7 günde 3. maçını yaptığını da unutmamak gerek.

Volkan Demirel : (7/10) Önünde bu savunma varken sezonu kariyerinde en az gol yeme istatistiğiyle tamamlayabilir. Yere yatmadan, terlemeden maç bitirdi.

Van der Wiel : (7/10) İlk goldeki asist öncesi ara pasına kadar vasat bir performansı vardı, savunmada alışık olmadığımız kadar pas hatası yaptı. Gol öncesi asist pası ise son derece şıktı. İstisnasız her maçta 90 dakika forma giydiği için biraz daha rotasyona ihtiyacı olabilir.

Kjaer : (7/10) Savunmanın belkemiği geri dönüşünü hissettirdi, kesici müdaheleleri her zamanki gibi yerinde. Topu oyuna sokma konusunda kısa pasla risk almadığını biliyoruz artık, ancak yanındaki van der Wiel’in soğukkanlılığını biraz daha kullanabilir.

Skrtel : (8/10) Lig tarihinin en iyi stoperlerinden biri olacağını düşünüyorum. Rakibe iki maçta sıfır pozisyon vermiş olmamızda payı büyük. Takım hücumdayken geriye gömülü kalmayıp oyunu rakip yarı sahada da oynayabiliyor olması bizim için avantaj.

Hasan Ali Kaldırım : (6/10) Bugün pek sahneye çıkmadı, onda da peş peşe maç yapmanın yorgunluğu var sanıyorum. Savunmada görevini eksiksiz yapıyor ancak Fenerbahçe’nin sezon içinde oynadığı düzeni düşününce hücumda kendisine daha fazla ihtiyaç var.

Mehmet Topal : (7/10) Ön liberonun tek sahibi. Geçen seneye oranla hücuma daha çok katılıyor. Pas trafiğinde biraz daha etkin. Başakşehir maçındaki kötü performansını unutturdu.

Ozan Tufan : (7/10) Ozan bu sezon en beğendiğim isimlerin başında geliyor. Bugün biraz daha rölanti oynadı, skor avantajının da etkisi vardı bunda. 8 numara pozisyonunda şimdilik yeri garanti bence.

Salih Uçan : (5/10) Oyunu yönlendirme konusunda henüz yeterince etkili değil. Evet, bir Alex olması için henüz çok erken, belki hiç bir zaman da olmayacak. Kadro içinde bu mevkiinin tek oyuncusu, alternatif bir oyuncu alınması Salih’in performansını da yukarı taşıyabilir. Savunmadan çıkarken yaptığı top kayıpları şu ana kadar canımızı yakmadı ama tecrübeli bir hücum hattı bu pozisyonları affetmez.

Alper Potuk : (6/10) İlk 75 dakika vurdumduymaz bir futbol oynadı, burnu biraz havadaydı sanki. Salih çıktıktan sonra 10 numara mevkiisine geçti ama ilk gol gelene kadar sahada olumlu hareketi yok gibiydi. Van der Wiel'in ara pasında iyi bir vuruş yapamamasına rağmen şans yanındaydı ve top kaleye yönelerek asist oldu.

Robin van Persie : (4/10) Hollandalı antrenör getirdik, gol bulmak zorunda olmadığımız maçta ilk 11  çıkardık ama yok yok yok. Bu arkadaş yine kendi bildiğini okuyor. 65 dakika oyunda kaldığı süre içinde bir kaleyi bulmayan yarı volesi, bir de savunmadan top çıkarması kaldı aklımda olumlu hareket olarak. Onun dışında hep hata, hep top kaybı, hep birine söylenmek. Hani bazıları onun dillinden anlayan yok diyor ya, futbolun tek doğrusu van Persie’de değil. Bazen onun da adapte olması gerek. Şu haliyle 18’de bile yeri yok bence. Maç seçecekse, kötü performans göstermeye devam edecekse kulübede ya da locasında devam edebilir sezona.

Miroslav Stoch : (9/10) Monaco maçlarında Emenike takımı sırtlamış ama turu getirememişti. Grasshoppers maçlarında da Stoch çıktı sahneye ve turu getirmeyi başardı. Salih’in silik kaldığı bu maçta zaman zaman 10 numara rolüne de soyunarak top dağıtımı yapmaya çalıştı. Savunmaya da beklenen düzeyde katkı yaptı. Goldeki vuruşu ise çok şıktı. Böyle devam ederse sol açığın düzenli sahibi olur.

Aatıf : (6/10) Oyuna girdikten sonra kanada hareketlilik getirdi ancak Sivas’taki rolünden halen sıyrılamadı. Hala her şeyi ben yapayım istiyor, yardımlaşmayı denese her şey daha kolay olacak. Kornerlerde bu kadar isabetsiz orta yapacaksa başkasına bıraksın.

Fernandao : (6/10) Uzun bir aradan sonra golle tanışmış olması sevindirici, umarım bu gol Fernandao’yu kendine getirir. Gole ihtiyacımız olmayan bir maç olduğundan hücumda pek görünmedi,  hava topu gelmedi kendisine.

İsmail Köybaşı : (5/10) İlk maçında biraz heyecanlı göründü, şu haliyle formayı kapması zor görünüyor ancak çalışırsa Hasan Ali’ye iyi bir alternatif olabilir sezonun devamında.

Dick Advocaat : (7/10) İlk maçın rahatlığıyla çıktı takımı sahaya ve futbolun iyiliğine, kötülüğüne bakmaksızın turu geçmeyi başardı. Hücumda daha organize bir takım görmeyi beklerdim, Başakşehir maçında da bu dertten muzdariptik. Kayserispor maçında da gol bulmamız gereken dakikalarda hücumda gereken varyasyonları yapabilecek miyiz emin değilim. Savunma oturdu ancak hücuma çalışmamız gerekiyor, hatta 10 numara transferini sonlandırmamız gerekiyor desek daha doğru olacak.


Tur güzel, galibiyet güzel ama futbol güzel değil. Sihirli değnek olmadığından iyi futbol için beklememiz gerek elbette. Advocaat daha oyuncuların adlarını ezberleyemedi bile. Savunmanın yükselişi çok olumlu, geriyi sıkı tuttuktan sonra ileride işleri düzeltmek daha kolay olacaktır. Eylül ayını seri galibiyetlerle tamamlarsak ekimde buna iyi futbolu da ekleyeceğimizi düşünüyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder