22 Ağustos 2016 Pazartesi

İlk Hafta, İlk Fire : Başakşehir Laneti!

Nasıl Galatasaray’ın Kadıköy laneti varsa Fenerbahçe’nin de Başakşehir laneti var. 9 sezonda 7 mağlubiyet, 1 beraberlik, 1 galibiyet (2010-11 sezonu). Ligin dördüncülüğüne demir atan Başakşehir gibi bir rakiple ilk hafta oynamayı kimse istemez elbette. Üstelik rakip de sezonu erken açıp form tutmuş bir durumdayken. Normal bir lig tablosunda ligin dördüncüsüne karşı deplasmanda puan kaybetmek çok kötü bir senaryo değil öte yandan ama her mağlubiyet üzüyor doğal olarak.

3 gün önceki Grasshoppers maçından 9 oyuncuyla çıktı sahaya Advocaat, farklı olarak kanatlarda geçen sezonun “yıldızları” Alper ve Volkan Şen vardı. Kağıt üzerinde süratli ileri üçlüyle hızlı hücumlarla gol arayacak bir Fenerbahçe beklentisi vardı. Ancak birilerinin Advocaat’a Emenike’nin 4-3-3 düzeninde santrafor katkı düzeyinin düşük olduğunu söylemesi gerekiyor. Elinde Fernandao ve van Persie gibi santrafora daha yatkın isimler varken enteresan bir tercih oldu.

Başakşehir’in hocası Abdullah Avcı’ya maç için ideal senaryoyu çiz desek maçın başında gol bulup sonrasında Visca ile hızlı hücumları kovalamayı tercih ederdi. Dilediği de oldu, kaleyi bulan ilk şut gol oldu! Sezonun dördüncü maçında ikinci kere top kalecinin eline değmeden ağlarla buluşmuş oldu. Golde Mehmet Topal ve Volkan’a paylaştırıyorum hatayı. Mossoro’nun basit fake’ini yiyen Topal ve köşeye atlamak yerine 2 adımla uzanmaya çalışan Volkan mağlubiyetin de baş sorumluları oldular.

Golü de içeren ilk 15 dakika içerisinde Başakşehir çok baskılı oynadı, Fenerbahçe orta saha oyuncuları top alıp oyun kuramadılar. Temponun düşmesiyle orta alan hakimiyeti Fenerbahçe’ye geçmiş görünse de bu sefer de tutuk kanat oyuncuları Fenerbahçe’nin aradığı golü bulmasına engel oldular. 1.95 boy ortalamasına sahip Yalçın ve Epureanu arasında oynayan Emenike’ye inatla uzun top oynanması ve kanatlardan gelen tüm ortaların yüksek olması Başakşehir’in ekmeğine yağ sürdü. Golü bulduktan sonra 11 kişi topun arkasına geçen ve savunmanın önünü zincir gibi ören Başakşehir’e karşı gol bulmak için alternatif yöntemler denemek gerekiyordu.

İkinci yarı Emre Belözoğlu’nun kırmızı kartıyla baskı avantajı Fenerbahçe’nin eline geçmiş olsa da sayısal üstünlüğü elde tuttuğu 23 dakika boyunca Volkan Babacan’ı zorlayacak pozisyonu yakalayamadı. Mehmet Topal’ın kırmızı kartı sonrası da Başakşehir morallendi ve maçı önde tamamlamayı başardı. Abdullah Avcı’yı tebrik etmek gerek, kurduğu mütevazi kadroyla ligde dördüncülüğü elinde tutuyor 2 sezondur. Avrupa’da kötü kura sonucu elenecekler muhtemelen, ama bu sezon da yukarıya oynayacak gibi görünüyorlar.

Volkan Demirel : (4/10) Kalesine gelen tek pozisyonda gole engel olamadı. Geçen sezon buna benzer bir kaç maç yaşadık, savunmanın üst seviyeye çıktığı maçlarda gelen tek tük top gol oluyordu ve maçı kaybediyorduk ya da berabere tamamlıyorduk. Bu sene bu tür maçları azaltır umarım.

Van der Wiel : (4/10) Avrupa elemelerinde ilk üç maçına olumlu puan verdikten sonra bugünün kötüleri arasında yerini alıyor. 3 gün öncesinin yorgunluğu mudur bilmiyorum ama bugün sahada varlığı ile yokluğu belli değildi. Karşısındaki Visca hızlı bir oyuncu ancak Van der Wiel onu gerek tecrübesi gerekse hızıyla rahatlıkla karşılayacak yetenekte bir isimdi. Hücumda yaptığı ortaların hepsi isabetsizdi, ligi tanımadığı için kendisini savunmaların zaaflarına karşı uyarmak gerek. Bugün yüksek ortalar yerine diz – bel seviyesi ortalar daha büyük tehlike yaratabilirdi.

Skrtel : (5/10) Savunmada görevini yaptı, takım savunması gol pozisyonu vermedi ancak skor mağlubiyet olunca o da pastadan payını aldı. Hücumda duran toplarda daha etkili olmasını bekliyorum her yorumda, beklentilerimi boşa çıkarmaz umarım.

Neustadter : (5/10) O da görevini yaptı, pozisyon hatası yapmadı, adam kaçırmadı. Bunda Başakşehir’in golden sonra gol aramamasının da etkisi vardı. Topu oyuna sokma yönünde geçmiş stoperlerimize göre çok daha başarılı. Kjaer’in satılması gündemde deniliyor, sanırım Neustadter aşısı tutarsa Kjaer’i satacaklar, şimdilik iyi görünüyor ama stoper mevkiinin yedeklenmesi lazım mutlaka.

Hasan Ali : (5/10) Peşpeşe maçların yorgunluğu onu da teslim aldı sanıyorum. İsmail ile dönüşümlü kullanılması gerekiyor artık. Ortalarında isabet düşüklüğü göze çarptı bugün ancak yine de en büyük tehlikeyi yakaladığımız 2 pozisyonda paslar onun ayağından geldi.

Mehmet Topal : (3/10) Topal’ın formsuzluğu devam ediyor maalesef. Maçın başında golde hatası, pas trafiğinde yeterince etkin davranamaması, Diego’nun rolünü üstlenip sürekli etrafında dönmesi alışık olduğumuz şeyler değil. Kırmızı kart pozisyonu da formsuzluğunun sonucu, koordinasyon eksikliği nedeniyle pas verip ve vermemek arasında kalarak topu ayağından açtı ve kırmızı kartı gördü. Milli maç arasını da düşününce yaklaşık 20 gün zaman var oynayacağı lig maçına, o zamana kadar kendini toparlar umarım.

Ozan Tufan : (5/10) Orta alanın mücadele gücünü omuzlamaya devam ediyor. Uzun pasları yine isabetli ve etkili ancak golde vurdurmamak adına daha fazla çaba içinde olabilirdi. Maç içinde bir şut attı, rakipten dönünce ikinci fırsatı yakalamasına rağmen pas vermeyi tercih etti. Bu sezonu 45-50 maç ile tamamlayacağını düşünüyorum.

Salih Uçan : (4/10) Salih de tutuk günlerinden birindeydi. Alper’in ofsayt nedeniyle sayılmayan golü öncesi topu kontrol etmeden kaleye plaselemesi gerekirdi. Şu kadro düzeninde yedeği olmaması nedeniyle ağır bir yük var omuzlarında, Ziyech veya alternatif bir isim gelirse Salih’in de daha çok çalışması gerekecek.

Alper Potuk : (4/10) İlk geldiği senedeki gibi bal yapmayan arı rolünde Alper. Çalışıyor gibi görünse de icraat yok maalesef. Maç eksikliğinin etkisi ile adam eksiltmekte zorlanıyor. Karşısında sol açıktan devşirme sol bek Eren varken ona karşı hiç bir pozisyonda üstünlük sağlayamadı. Maç sonunda hakemin elini sıktıktan sonra gereksiz bir takım hareketlerde bulundu, hakemlik bir pozisyon yokken nedeni neydi anlam veremedim.

Emenike : (4/10) Kötü günündeydi Emenike ama kabahatin yarısı onda, yarısı hocada. Bu stoperlere karşı, bu kanat oyuncularıyla, bu düzende santrafor oynayamaz. Kendisine bol bol hava top gönderildi ancak Emenike’nin son kafa golü ne zamandı hatırlamakta güçlük çekiyorum. Fiziğini kullanamayınca da iyice oyundan düştü.

Volkan Şen : (4/10) Geçen sezonun pırpır kanat oyuncusu Volkan sakatlık sonrası verimini yitirmiş gibiydi. Rakibin üstüne gitmeyi seviyor ancak bugün yediği tekmeler ve maç eksikliği performansını düşürdü. Maça sonradan girse daha etkili olabilirdi.

Van Persie : (4/10) Kırmızı kart sonrası oyuna girdi ancak sayısal üstünlüğün olduğu 23 dakikada topla 2 veya 3 kere buluştu, yani saklanmayı tercih etti. Yakaladığı tek pozisyonda ise kaleci Volkan harika bir kurtarış yaptı.  Fizik gücünü daha yukarı taşıması gerekiyor düzenli forma giymek için.

Stoch : (5/10) Oyuna girdikten sonra hücum hattını hareketlendirdi, gol pozisyonu diyebileceğimiz iki pozisyondan birinde imzası vardı ancak kaleyi bulması gerekiyordu. Bu sezon kulübedeki joker olacak gibi görünüyor.

Fernandao : (4/10) Önceki maçların kötüsü Fernandao bugün de direğe takıldı. Oynadığı süre kısaydı ancak 1-2 gol pozisyonuna girip etkili olmasını beklerdim, özellikle Stoch’un harika ara pasını beklemiyor olması kendisi adına eksi not.


Toparlayalım artık, savunmada kötü oynamadığı bir maçı 1-0 kaybetti Fenerbahçe. Büyük takımların özelliğidir aslında iyi oynamamasına rağmen araya bir gol sıkıştırıp 1-0 kazanmak. Başakşehir bu havayı yakalamış gibi görünüyor, kadrosu zaten bunun üzerine kurulu durumda. Son 15 sezonun 9una puan kaybıyla başlayan, Başakşehir deplasmanı kabusa dönüşen bir takım için mağlubiyet üzücü olsa da dünyanın sonu değil. Transfer sezonu haftaya kapanacak, bu süreçte hocaya büyük görev düşüyor eksikleri tespit edip gidermek adına. Haftaya bugün kadroda kimler olacak bakalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder