25 Eylül 2016 Pazar

Top Sürmek Hiç Bir Şeydir, Bitiricilik Her Şey

Haftayı galibiyetle açıp galibiyetle kapatmak kadar güzeli yok. Yeni haftaya mutlulukla başlamak için muhteşem bir sebep benim adıma. Hele dünkü derbiden gelen 4 puanı da düşününce bu hafta galibiyete şartlanmıştım. Rakibin ligin zayıf takımlarından Gaziantep olması da Fenerbahçe'yi  rahatlatan unsurlardandı.

Tribünlerde Kadıköy için hayal kırıklığı sayılacak düzeyde 15bin taraftar vardı. Advocaat doğru bir prensiple kazanan takımı bozmadan sahaya sürmüştü. Asıl mesele deplasmanda işe yarayan hızlı oyun kurgusunun Kadıköy'de nasıl sonuç vereceğiydi. Maça hızlı ve istekli başlayan Fenerbahçe oldu. Kaçan bir kaç pozisyonun ardından Emenike'nin kafa ile gol atabildiğini öğrendik. Golden sonra genel bir rahatlama geldi, ilk yarı bitene kadar da bolca pozisyon yakaladık ama son vuruşlarda eksik kaldık.

İkinci yarıda Gaziantep biraz kıpırdanır gibi oldu. Volkan'ı bir kere zorladılar, ikinci kerede golü buldular. Golün 80. dakikada gelmesi nedeniyle herkes giden 2 puana hayıflanmaya başlamıştı. Maçın bitimine bir kaç dakika kala geçen haftanın kahramanlarından Josef sahneye çıktı ve 15bin kişinin evlerine mutlu dönmelerini sağladı. Galibiyet alışkanlığı kazanmak adına bugün 3 puan çok önemliydi.

Fenerbahçe geçen haftaki oyunu sürdürdü ve belki bir seviye ileri taşıdı. Topu orta sahada minimum sürede ileriye oynama düşüncesi var artık. Ozan Tufan, Josef ve Mehmet Topal belki hiç olmadığı kadar ileri doğru oynadılar. İleri atılan toplar da amaçsız şişirmeler değildi, hepsi koşu yapan Emenike'nin, Lens'in önüne, yerden sert atılan toplardı. Volkan yakaladığı her topu 4-5 saniye içinde elinden çıkardı, aut vuruşlarını olabildiğince çabuk oyuna soktu. Bu tür akınlar rakip henüz yerleşmeden yapıldığı için golle sonuçlanma ihtimali normalden daha yüksek, Fenerbahçe'nin ileri üçlüsü henüz uyum yakalamadı ancak zamanla bu tür hızlı hücumlardan daha çok gol elde edeceğiz.

Bugün bir frikik pozisyonunda antrenmanda çalışılmış bir deneme izledik. Golle sonuçlanmadı, savunma son anda uzaklaştırdı ancak beni çok heyecanlandıran bir pozisyon oldu. En son Alex'li yıllarda bu tür çalışılmış organizasyonlar deniyorduk. Amerikan futbolu ve basketbol gibi sporlarda çizilmiş hücum setleri son derece yaygın bir uygulama iken futbolda duran toplarda yeterince kullanılmadığını düşünüyorum. Geçen hafta yazımın sonunda duran toplara biraz çalışmamız gerekiyor mesajını vermiştim, bugün iki golü de duran toptan bulduk. Teşekkür ederim Advocaat.

Volkan Demirel : (6/10) Az kalsın Bursa maçına benzer bir maç yaşayacaktık. Rakibin 2 kere gelip bir gol bulduğundan bahsedecektik. Neyse ki son dakikalarda gelen gol kendisini kurtardı. Golü yediğimiz pozisyonda çıkması doğruydu ancak açıyı düzgün şekilde kapatamadı.

Gregory van der Wiel : (7/10) Geçtiğimiz haftalara oranla daha hareketliydi, bir kaç bindirme yaptı ancak ortaları isabetli değildi. Önünde oynayan Lens ile uyum yakalıyor, performansını daha da ileri taşıyabilir.

Simon Kjaer : (6/10) Bugün az kaldı iyi oynadığı bir maçı rakibe ikram ediyordu. Daha doğrusu etti ama Josef onu da ipten aldı. Golde yediği çalımı süper ligde oynayan hiç bir stoper yemez. Rakibin atak yapmıyor olması konsantrasyon kaybına neden olmuş olabilir.

Martin Skrtel : (8/10) Savunmada iyi bir maç çıkardı. Pas ve pozisyon hatası yapmadan maçı tamamladı. Savunmayı önde kurmaya biraz daha alışıyoruz onun sayesinde.

Hasan Ali Kaldırım : (7/10) O da günün istekli futbolcularındandı. Bindirmeleri ve Volkan Şen'le uyumu iyiydi. Ceza sahasına girdiği anda biraz fazla heyecan yapıyor. Caner kadar sakin kalmayı başarabilse onun yokluğunu hiç aramayacağız belki de.

Mehmet Topal : (7/10) Orta sahanın dinamosu durmadan çalıştı. Advocaat'ın oyun kurgusunda daha fazla ileriye çıkıyor. Çıktığı pozisyonlarda çok sert ama isabetsiz şut yerine köşeye plase atmayı denese daha başarılı olabilir.

Ozan Tufan : (8/10) Günün iyilerindendi, daha önce olmadığı kadar ceza sahası içinde ve civarında topla buluştu. 10 numara oynayamaz dedik ama iyi bir 8 numara olma yolunda ilerliyor.

Josef de Souza : (9/10) Günün kahramanı ve tek başına 2 puanın sahibi. Üstelik çok zor bir zamanda, çok zor bir pozisyonda attı kafa golünü. Maçın genelinde de iyiydi, savunma yönü zaten kuvvetli bir futbolcu. Hücumda da topu bir an önce ileri üçlüye aktarmayı başarıyor.

Jeremain Lens : (9/10) Yakın tarihte 2 haftada 4 asist yapan futbolcu hatırlamıyorum. Duran topların asist sayılması tartışmalı bir konu olsa da Lens bu topları çok iyi kullanıyor. Ön direkte duran savunma oyuncusunu geçmeyen ortaları izlemekten bıkmıştım, bu maçta 3-4 tane çok isabetli ve tehlikeli orta kesti. Hücumdaki Emenike ve Volkan Şen'le uyumu arttıkça istatistik kağıdını daha çok dolduracaktır.

Volkan Şen : (7/10) Gelelim yazının başlığına. Volkan Şen bu sezon Fenerbahçe'nin en çok isteyen futbolcusu. Yetenek anlamında da sahadaki 22 kişiden rahatlıkla sıyrıldığı yönleri var. Hareketlerinin kestirilemiyor olması sebebiyle beni heyecanlandırıyor ve kondisyonu elverdiği sürece sahada olmasını istiyorum. Ancak Volkan'ın bazı hareketleri dünya yıldızlarıyla yarışır durumdayken bazı hareketleri amatör futbolcu seviyesinde. Ceza sahasına kadar topu muhteşem getiriyor ama son vuruşları çok kötü. Hal böyle olunca taraftar isyan ediyor. Çalışmaya devam Volkan, bu sezon sol açıkta oynayabilecek Sow, Stoch, Alper gibi isimler yedek otururken sen kadronun değişmezi durumundasın. Tavsiyem büyük golcülerin videolarını izle, Alan Shearer iyi bir örnek olabilir.

Emmanuel Emenike : (8/10) Ersun Yanal döneminden bu yana iki maç peş peşe gol atmışlığı yoktur sanırım. Bugün çok istekliydi, 80. dakikada halen savunmaya pres yapıyordu. Maç içinde yine gamsız dakikaları oldu ama genel olarak maçtan kopmadı. 1-2 pozisyonda takım arkadaşlarına asist olacak düzeyde paslar verdi ama golü atamadılar. Şimdilik onun da yeri garanti.

Moussa Sow : (6/10) Oyuna girdikten sonra topla pek buluşmadı, ceza sahası içinde bir kafa vuruşu savunmadan sekip kornere gitti. O korner de gol oldu. Bir ara Advocaat ile pozisyon tartışmasına girdi. Skor 1-0'ken Alper ve Sow oyuna girince takım sahaya 4-4-2 şeklinde dizildi ancak Advocaat Sow'u sola göndererek 4-3-3'e dönmelerini istedi. Epey el kol hareketi sonrası sola gitti ve maçı öylece tamamladı. Fizik gücünü daha ileri taşımadan ilk 11'e yerleşmesi zor görünüyor.

Alper Potuk : (7/10) Şu haliyle formayı kapması zor. Son 20 dakika oyuna dahil olmuş durumda ancak topu alıp gidebileceği pozisyonlarda bile Emenike'nin 30 metre önüne deparlık toplar atıyor. İyi bir yedek, bu sezon bir çok maçta sonradan oyuna dahil olacaktır.

Roman Neustadter : (6/10) Zaman geçirme ve skoru koruma amaçlı oyuna girdi. Topla 1 kere buluştu. Yorum yapılacak kadar oyunda kalmadı.

Dick Advocaat : (8/10) Ligin dinamiklerini anlamaya başladı. Elindeki malzemeden verim alıyor. 2 haftadır üzerine koyarak gidiyoruz ancak bu bize yetmez. Fenerbahçe'nin farklı oyun planlarına ihtiyacı var. Öncelik elbette bir oyun planını oturtmak ancak alternatifleri de mutlaka çalıştırmalı bir yandan. Değişiklikleri yerindeydi. Önünde Feyenoord ve Osmanlıspor gibi iki zorlu maç var. Oyun düzeni bu maçlarda işe yarayacak mı göreceğiz çünkü bu ikili son oynadığımız ikiliden çok daha üst düzey.

Özetleyelim durumu. 2 haftada 6 puanı attık cebe. Fenerbahçe hızlı hücum oyuncularıyla hızlı oynar son 2 haftanın özeti. Lens kendini hissettirmeye başladı ve 6 puanda doğrudan pay sahibi. İleri üçlü arasındaki uyum süreci zamanla azalacak ve daha üretken bir hücum performansı izleyeceğiz. Eksik kalan yanımız bitiricilik. Ligin iki zayıf ekibine karşı işler yolunda gitti, şimdi daha dişli rakiplere karşı aynı performansı, hatta daha fazlasını sergileme zamanı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder